Prof. Dr. Ahmet Abay
Akademisyen
TT

İsra suresi bağlamında Kur’an’ın en doğru olana iletmesi ve şifa oluşu

İslam’a göre Kur’an; Allah tarafından insanlığa rehberlik etmek, doğru yolu göstermek ve hidayet etmek amacıyla indirilmiş kutsal bir kitaptır. Müslümanlar için Kur'an; hayatlarında rehberlik eden, doğru yolu gösteren ve ilahi bir mesaj taşıyan en önemli kaynaktır. İslam'ın kutsal metni olan Kur'an'ın her bir ayeti, insanların manevi ve dünyevi rehberliğine yönelik önemli bir mesaj taşır. Bu bağlamda, İsra Suresi'nde Kur'an'ın hidayet etmesi ve şifa oluşu konuları üzerinde durulmaktadır.

Kur'an, insanların yaşamlarında karşılaştıkları sorunlara çözüm sunar ve rehberlik eder. İman edenler için Kur'an'daki ayetler doğru yolu gösterir ve hayatlarını şekillendirir. Kur'an'daki öğretiler, insanların Allah'a olan yakınlıklarını artırır ve ahlaki değerleri güçlendirir. Örneğin Kur'an'da adaletin, merhametin, sabrın ve cömertliğin önemi vurgulanır. Bu değerler, insanların birbirleriyle olan ilişkilerini düzene sokar ve toplumda barış ve uyumu teşvik eder. Zira Kur’an’ın insanlığa gönderilmesinin temel gayesi şudur: “Bu Kur’an, insanlığı en güzel, en doğru yola iletir ve gösterdiği yolda yürüyerek güzel davranışlar ortaya koyan müminlere, kendilerini büyük bir mükâfâtın beklediğini müjdeler.”[1] Bu ayet, Kur'an'ın insanlara hidayet etmek, doğru yolu göstermek ve rehberlik etmek amacıyla indirildiğini açıkça ifade eder.

Bununla birlikte, Kur'an'ın doğru olana iletmesi, insanların ona nasıl yaklaştıklarına da bağlıdır. Kur'an'ı anlamak ve yorumlamak bir süreçtir ve doğru bir anlayış için derin bir bilgi ve birikim gerekir. Kur'an'ı yalnızca yüzeysel olarak okuyanlar veya kendi önyargılarına göre yorumlayanlar, yanlış anlamalara ve hatalı sonuçlara yol açabilirler. Bu nedenle, Kur'an'ın doğru anlaşılması için dikkatli bir okuma ve derinlemesine bir anlayış gereklidir. Ayrıca, Kur'an'ın doğru olana iletmesi, içerdiği mesajların evrensel ve zaman üstü niteliğine dayanır. Yani, Kur'an'daki öğretiler ve prensipler, zaman ve mekâna bağlı olmaksızın insanların her zaman ve her yerde uygulayabilecekleri evrensel ilkelerdir. Bu da Kur'an'ın sadece bir döneme veya topluma değil, tüm insanlığa hitap ettiğini gösterir.

Kur'an'ın doğru olana iletmesi aynı zamanda inananlar için bir kaynak olarak güvenilirliğini de ifade eder. Çünkü iman edenler için Kur'an, Allah'ın kelamıdır, değiştirilemez ve tahrif edilemez. Bu da Kur'an'ın güvenilir bir rehber olduğunu ve içerdiği mesajların değişmez olduğunu gösterir.

Kur'an'ın en doru ve en güzel olana hidayeti/iletmesi sadece inananlar için değil, tüm insanlık için geçerlidir. Kur'an'ın mesajları, dikkate alındığı takdirde herkesin hayatında olumlu bir değişim yapmasına yardımcı olur. Kur'an'ın içeriği, insanların Allah'a olan yakınlıklarını artırmaya, ahlaki değerlerini güçlendirmeye ve yaşadıkları toplumda barış ve adaleti sağlamaya teşvik eder. Ayrıca insanların gönüllerinde var olan manevi boşlukları ruhi bunalımları giderir. Çünkü bu kitabı gönderen Merci onun ayetlerini ve içeriğini tanımlarken şöyle buyurur; “Biz Kur'an'dan mü'minlere şifa ve rahmet olan şeyler indiriyoruz. Ama bu, zalimlerin ziyanını artırmaktan başka bir katkıda bulunmaz.”[2] Müslümanlar için Kur'an, hidayet kaynağı olmasının yanı sıra aynı zamanda ruhsal şifa sağlayan bir kitaptır. Kur'an'ın şifa oluşu, öncelikle içerdiği ilahi kelamların gücüne dayanır. İman edenler için, Kur'an Allah'ın kelamıdır ve içerdiği her kelime Allah'ın bilgisi ve hikmetiyle doludur. Bu nedenle, Kur'an'ın okunması, anlaşılması ve hayata uygulanması, insanların ruhsal ve hatta bazen bedensel iyileşmelerine katkı sağlar.  Kur'an'daki ayetlerin tilavet edilirken oluşan melodisi ve anlamı, insanların zihnini sakinleştirir, ruhunu huzurlu kılar ve iç huzuru sağlar. Özellikle hastalık, sıkıntı veya endişe anlarında, Kur'an'ın okunması ve içerisinde barındırdığı ayetlerle dua edilmesi, birçok kişi için bir tür terapi olarak kabul edilir.

Kur'an'ın asıl şifa verici gücünün bir başka yönü de içerdiği ahlaki öğretiler ve yaşam prensipleridir. Kur'an'da adalet, merhamet, paylaşma, darda olana yardım etme, sabır, affetme gibi ahlaki değerler vurgulanır. Bu değerler, insanların ruhsal ve psikolojik iyiliklerine katkıda bulunur ve toplumda barışı, huzuru, güven ortamını ve uyumu meydana getirir. Kur'an'ın öğretilerini hayatlarına uygulayanlar, daha mutlu, daha sağlıklı ve daha dengeli bir yaşam sürdürebilirler. Çünkü bilinmelidir ki, kalpler gerçekten de ancak Allah’ı anarak huzura erişir.[3]

Sonuç olarak şunu ifade etmek mümkündür, Kur'an, müminler için manevi bir rehberlik, hidayet edici ve doğru yolu gösterici bir kaynak olmasının yanında aynı zamanda ilahi kelam olmasının gücüyle insanların ruhlarına şifa veren bir kitaptır. Kur'an'ın öğretilerini anlamak, içselleştirmek ve hayata uygulamak, insanların doğru yolu bulmaları, hidayete ermeleri, sağlıklı, huzurlu ve mutlu olmaları için olmazsa olmaz bir zorunluluktur. Zira her kim dünya ve âhirette kurtuluş ve esenliğe ulaşmak istiyorsa insanlığa bir uyarı ve bir hatırlatma olan bu mesaj doğrultusunda Rabb’ine giden bir yol tutmak[4] mecburiyetindedir…

[1] el-İsra 17/9

[2] el-İsra 17/82

[3] er-Ra’d 23/28

[4] el-Müzzemmil  73/19; el-İnsan 76/29