Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Şam: Tokalaşma ve açıkça konuşma

Yeni Suriye'de çözüm bekleyen sorunlar çok ve her geçen gün artıyor ve bu normal, çünkü eski Esed döneminden kalma ertelemeler, bugün doğmuş ve daha fazlası doğacak siyasi sorunlar, idari, güvenlik, sosyal ve tabii ki dini meseleler var.

Bu beklendik bir durum çünkü Suriyelileri ilgilendiren sorunların bu on yıllar boyunca dondurulması bu sorunları sona erdirmedi, aksine daha da kötüleştirdi. Bu sorunlar arasında örneğin şunlar var:

Suriye'nin stratejik kimliği; doğulu mu, batılı mı?

Araplara mı, yoksa başka bir yöne mi doğru?

Sosyalist mi yoksa eski Şamlı tüccarların mirasına dayanan özgür kapitalist mi?

Tamamen Arap mı yoksa çok yönlü mü ve onları birleştiren şey tamamen Suriye eğilimi mi?

İslami mi yoksa laik mi?

Laikse dinlere karşı sevecen ve dost, saygılı ve haklarını koruyan bir laiklik mi yoksa o, meşhur Fransız devrimci tarzında şiddetli, düşmanca bir laiklik mi?

Eğer İslami ise, eski Sünni Şam-Halep Sufi usulüne göre mi İslami, yoksa esasında bir Şam yolu olan Hanbeli-Selefi usulüne göre mi İslami? Bilindiği üzere İbn Teymiyye, Şamlı büyük bir alim, dahası Şam'ın büyük bir alimidir. Aynı zamanda Şam'da Kasiyun Dağı eteğinde Hanbeli el-Kudame Medresesi ve Salihiyye el-Hanbeli Merkezi vardır. Yahut Suriye Müslüman Kardeşler tarzında siyasi bir köktendinci mi olacak ve eğer Müslüman Kardeşler tarzında bir köktendincilik olacak ise Sibai, Ebu Gadda, Mervan Hadid veya Saadeddin metodunda bir köktendincilik mi olacak?

Buradan, Askeri Operasyonlar Dairesi Başkanı ve Suriye'nin fiili yöneticisi ile Alman Bakan Annalena Baerbock ve Fransız mevkidaşı Jean-Noël Barrot’ın Şam'a yaptıkları ziyaret sırasında yaşanan tokalaşma meselesini anlayabiliriz. Şam’ın yöneticisi Fransız erkek bakan ile tokalaşırken, Alman kadın bakan ile tokalaşmaktan kaçındı.

Alman Bakan daha sonra sessizliğini bozdu ve burada normal bir tokalaşmanın olmayacağı benim için açıktı dedi. Alman yetkili ayrıca kendisinin ve Fransız mevkidaşının yeni liderlere kadın hakları meselesinin sadece kadın haklarıyla ilgili bir mesele olmadığını “kadın haklarının daha ziyade toplumun sahip olduğu özgürlüğün boyutunun bir göstergesi” olduğunu açıkça ifade ettiklerini de vurguladı.

Ancak gerçek şu ki, kadın ve insan hakları konularında Batı'ya her zaman güvenilmiyor. Bu, Batı'nın çokça kullandığı bir kart ve Batı'nın, ABD'nin öncülüğünde, Afganistan’ı ve Afgan kadınları nasıl Taliban yönetimine teslim ettiğini de gördük!

Suriyeli kadınların modern Suriye bağlamında yüz yıl ve daha fazla geriye giden uzun bir geçmişi var. Bir önceki makalede bu tarihten kısa kesitler sunmuştuk ve bu tarihin ve bu mirasın korunmasından da kadınlar sorumludur.