ABD Başkanı Donald Trump, özel ABD zamanına ait bir karakter. Farklı alanlarda sürekli savaşlar yaratıyor. Gerilemeler ve zaferler arasında gidip geliyor. Hayatını, ezici hırsının gücüyle silahlanmış bir maceracı olarak geçirdi. Agresif maceranın gücüyle silahlanmış olarak, para dünyasında muazzam kazançlar elde etti. Yüzücülerin yüksek bir yerden suyun derinliklerine atlaması gibi, o da siyasete atladı. Cumhuriyetçi Parti'nin başkanlık adayını belirlemek için düzenlediği iki ön seçim yarışında, Trump üç kez çıktığı parti ringinde rakiplerini nakavt yoluyla yarış dışı bıraktı. Eldivenleri, rakiplerinin söylediklerini çürütmek için kullandığı, popülist saldırgan kahramanı seven izleyici kitlesine hitap eden güçlü sözcüklerdi. Milyarder gayrimenkul kralı, filozof Karl Marx'ın da dediği gibi, paranın hayatı yönlendirdiğine inanıyor. Trump, komutanların savaşlarını planladıkları sırada yaptıkları gibi, cephe gerisine indirme yapmasını sağlayan popülist bir söylem yarattı. Halk cebiyle düşünür. Seçim programının odak noktası, zengin ve güçlü bir ülke olan ABD'nin, muazzam mali olanaklarının başkaları, yasadışı göç ile ABD topraklarına hedef alan yakın ülkeler ile ona göre ABD'nin parasını haksız ticari oyunlarla yiyip bitiren uzak ülkeler tarafından çalınması nedeniyle zayıflatıldığı idi. İki başkanlık seçiminde iki kadına karşı yarıştı; ilki Hillary Clinton, diğeri ise Kamala Harris'ti. Bu arada eski Başkan Joe Biden ile de bir tur yarıştı. Demokratların iki kadın adayını da yendi ancak Biden'a kaybetti. ABD tarihinde ikinci kez bir kişi iki ayrı dönemde başkanlık görevini üstlendi.
Trump'ın ABD'deki iç savaşlardaki başarıları onu uluslararası ekonomik, politik ve hatta askeri denklemleri altüst etmeye yöneltti. Kömür kullanmaya başlamak, petrol ve gaz üretimini genişletmek için Paris İklim Anlaşması'ndan çekilme kararı aldı. Dünya Sağlık Örgütü'nden çekildi ve ABD'nin dış yardım programlarını gözden geçirdi. NATO müttefiklerini endişelendiren, hatta korkutan konu, her müttefik ülkeden NATO’ya katkı payını ulusal gelirinin en az yüzde beşi kadar artırmasını istemesi ve bunu yapmadıkları takdirde, bir dış saldırı durumunda bu ülkeleri savunma yükümlülüğünün olmayacağını söylemesiydi. Trump, ABD ekonomisine büyük zarar verdiğine inandığı küresel ticaret sistemini yok etmeyi hedefliyor. Ülkesine yurtdışından, özellikle de ABD ile aralarındaki ticaret dengesinin lehlerine olduğu Avrupa Birliği ülkelerinden, Meksika'dan, Çin'den, Tayvan'dan giren her şeye yüksek gümrük tarifeleri getirdi. Trump'ın ticari yaklaşımı, kapsamlı bir küresel ekonomik savaş ilan etmekle eşdeğer. Bu eğilime karşı iç ve dış tepkiler hızlı ve güçlü oldu. ABD'de bunun tüketici açısından etkileri olacak; fiyatları artıracak ve büyük bir enflasyona yol açacak. ABD kendi kendine yetemez ve ister üretim malzemeleri ister tüketim ürünleri olsun, tüm ihtiyaçlarını üretemez.
ABD'nin küresel ekonomiye katkısı bugün yüzde 16'yı geçmiyor. Bu oran, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından 1945'te yüzde 45'ti. ABD'nin Bretton Woods kuralını, uluslararası ticaret işlemlerinde ABD dolarının hakimiyetini ve küresel para birimi olarak dayatılmasını mümkün kılan da buydu. Trump, NATO müttefiklerini özellikle de AB’yi tehdit etti; bu da herkesi, Trump yönetiminde ABD ile kurulacak ilişkinin doğasını gözden geçirmeye itti. Başkan, ABD'nin eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski'nin, ABD'nin müttefiklerine karşı bile emperyalist bir politika izlemesi yönündeki tavsiyesine uyacak mı?
Trump’ın açık yönelimleri ve konuşmalarındaki en tehlikeli husus, Vestfalya Antlaşması ve BM’nin kurulmasıyla birlikte uluslararası ilişkilerde yerleşik hale gelen düzeni sarsmasıdır. Nitekim Trump, Kanada'nın ABD'ye ilhak edilmesini, Danimarka'ya ait Grönland adasının ele geçirilmesini ve Panama Kanalı'nın zorla kontrol altına alınmasını talep etti. Üçüncü esef verici açıklaması ise Gazze Şeridi'ni sakinlerinden boşaltıp, hepsini Mısır ve Ürdün'e sürmeyi, Gazze topraklarını Riviera’ya dönüştürecek tatil beldeleri inşa etmeyi amaçlayan garip ve şaşırtıcı projesiydi. Gazze dünya tarafından canlı yayınla izlenen yüzyılın katliamına, çağın yıkımına sahne oldu. Milyarder Başkan ise tüm bu felaketlerde gayrimenkul yatırım dünyası için cazip olan Gazze'nin toprağından ve denizinden başka bir şey görmüyor. Trump'ın Gazze'si, ABD içinde ve dışında Trump projesini sarsan yıldırım oldu. Güç ve para gözleri kör eder, kalpleri zayıflatır. Büyük bir mezarlığa dönüşen bir yeri bile hayali bir gayrimenkul projesi için cazip alana dönüştürür.
ABD Kongre Üyesi Al Green, ABD Kongresi'nde Başkan Donald Trump'ın görevden alınması için kampanya başlatılması çağrısında bulundu. Bunun için Trump’ın Gazze'deki soykırım ve etnik temizlik felaketini bir gayrimenkul yatırım projesine dönüştürmek istemesini, uluslararası barış ve istikrarı büyük ölçüde sağlamış olan uluslararası ilişkiler kurallarını ortadan kaldırmak için acele etmesini gerekçe gösterdi. ABD'de Başkanın aşırılıklarına karşı güçlü kısıtlamalar var ve Trump, anayasanın gücü ve halkın iradesiyle görevden alınan eski Başkan Richard Nixon'dan daha güçlü değil. Rüzgâr daha önce defalarca Donald Trump'a yorulmadan ihtiyaç duyduğu odunu taşırken, şimdi gece odun toplayan ve karanlıkta odun parçası sandığı yılanın ağzına elini sokan birine dönüşebilir.