Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Tel Aviv İhvancıları ve sorular

Bazen cevaplardan ziyade sorular daha açıklayıcıdır. Burada sorularımı, çoğunluğu dezenformasyon odaları ve kopyalayıp-yapıştıran botlar olan sosyal medyaya değil, milis grupların destekçilerine yönelteceğim.

Gazze'de gerçekleşen en kötü ve en korkunç açlık operasyonuyla ilgili olarak sorum şu: Hamas'ın veya İhvan-ı Müslimin’in (Müslüman Kardeşler) özel amacı nedir? Gazze halkının acılarını hafifletmek ve ablukayı kaldırmak değil mi? Doğal ve mantıklı olan bu ve okuyucu da kesinlikle bunun tartışmasız olduğunu söyleyecektir!

O halde, İsrail vatandaşlığına sahip İhvan-ı Müslimin mensupları Tel Aviv'deki protestolarını neden Mısır büyükelçiliği önünde düzenlediler de, İsrail’in hükümet merkezi, Netanyahu'nun ofisi veya konutu önünde düzenlemediler?

Gazze'yi bombalayıp kuşatarak Gazzelilerin acılarını derinleştiren Başbakan Netanyahu liderliğindeki İsrail değil mi, öyleyse neden Mısır Büyükelçiliği önünde protesto düzenleniyor? Bu çılgınlığı açıklayacak bir gerekçe veya mantık var mı? Bölgemizde Filistin davası bahanesiyle yapılan ne kadar fazla çılgınlık var!

Madem davadan konu açıldı, bir sonraki soru da şu: Olan biten her şeyin amacı, yöntemlere katılsak da katılmasak da, bir Filistin devletinin kurulması değil mi? Kesin veya varsayılan cevap elbette evet olacaktır.

Peki, Hamas ve İhvan-ı Müslimin’in, Suudi Arabistan ile bazı Arap ülkelerinin Fransa, İngiltere, Portekiz, Kanada ve diğer ülkelerin Filistin devletini tanıma taahhütlerini yakın zamanda beyan etmelerine yönelik tarihi çabalarına “olumlu” tepkileri nerede?

Tek fark ettiğimiz, imalar, iğneleyici sözler ve bu en önemli diplomatik hamlenin önemini küçümseyen kampanyalar. Söylenene göre yaşanan ve yaşanmaya devam eden yıkım ve katliamların nedeni bir Filistin devletinin kurulmasıysa, şimdi bu “kafa karışıklığı” neden yaşanıyor?

Örneğin Hamas, madem ki bu ülkeler Filistin devletini tanımayı kabul ettiler, o halde dökülen kanı durdurmak, Gazze halkının acılarını hafifletmek için, İsrailli rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze'nin yönetimi için müzakere etme yetkisini Filistin Ulusal Otoritesi’ne devretmeye karar verdiğini neden söylemiyor?

Oysa bunu yapması halinde, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın tam bir rasyonellikle yaptığı gibi, Netanyahu'nun fırsatı kaçırmasını sağlayacak, bahaneleri ortadan kaldıracak, Netanyahu'yu içeride ve uluslararası toplum önünde zor durumda bırakacak, ayrıca ABD Başkanı Donald Trump nezdinden onun argümanlarını zayıflatacak ve İsrail karşıtı cepheyi güçlendirecektir.

İşte burada okuyucuya rol düşmektedir ve kendisi şüphesiz şunu soracaktır; Hamas'ın Gazze'nin kontrolünü kolayca bırakmasını mı bekliyorsunuz? Bu mantıklı bir soru ve cevabı da bir soru olacak. Zira yukarıda da belirttiğim gibi, bu makale bizi belirli bir sonuca götürecek sorular sormayı amaçlıyor.

Şimdi sorum şu: Hamas'ı ya da İhvan-ı Müslimin'i mi savunuyoruz, yoksa amaç, beklenen Filistin devletini kurmak, Gazze halkını korumak ve Batı Şeria'yı Gazze Şeridi'ninkine benzer, hatta belki daha da kötü bir kaderden kurtarmak mı?

Tüm bu kan ve yıkım Hamas'ı, İhvan-ı Müslimin’i ve hatta Tel Aviv İhvancılarını korumak için mi? 7 Ekim 2023 operasyonu, Gazze'yi zaten silahlarla kontrol eden Hamas'ı güçlendirmek için miydi, yoksa bir Filistin devleti kurmak için miydi?

Bunlar sadece soru, ancak belirli cevaplara götürüyorlar. Bu cevapları doğrudan söyleseydim, ifadelerimin sert olduğu söylenebilirdi. Peki şimdi resim netleşti mi?