Gazze savaşı bitti, ancak savaş tamamen bitmedi. Üç açık cephe var. Lübnan'da geçici bir ateşkes,Yemen'de Husilerle aralıklı çatışmalar var. İran ise ana cephe olmaya devam ediyor ve on iki günlük savaşın ardından geçen haziran ayından bu yana yüksek alarmda.
Tüm gözler Netanyahu'nun üzerinde. Şarm el-Şeyh konferansını takip eden son gelişmeler onu başbakanlıktan uzaklaştıracak mı? Muhtemelen yerine getirmeyi taahhüt ettiği görevleri tamamlamaya çalışıyor ve üç cepheye çatışmalar geri dönecek. Bunun nedeni, Ekim 2023 saldırısının onun döneminde gerçekleşmesi ve bunun sorumluluğunu taşımasıdır. Tam zaferler elde etmenin kendisini hesap vermenin üstünde tutacağını düşünüyor. Ancak rakipleri onu devirmeyi başarırsa, bölgedeki durum askıya alınacak ve alternatif ve yeni bir İsrail politikası beklenecek. Ama belki de Netanyahu yatıştırmayı seçecek ve iki yıllık huzursuzluk ve kaosa son verecek.
Netanyahu'nun, görev süresini uzatabilecek koalisyonlar kurabileceği karmaşık bir parlamenter sistemde bilinen hizipsel yetenekleri göz önüne alındığında, iktidarda kalma şansı daha yüksek. Zira kendisi 17 yıldan fazla bir süredir Yahudi devletini yönetiyor ki bu süre, David Ben-Gurion'unkinden bile daha uzun. 1967 savaşından bu yana İsrail'in en büyük zaferlerini elde ettiği son savaşlardan sonra bile hâlâ yeterli popülariteye sahip.
Lübnan’da, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın da dile getirdiği gibi, İsrail'in Gazze'den çekilmesinin ardından “siyasi kazanç” olarak nitelendirdiği şey için ülkesine yöneleceği endişesi var. İsrail, ordusunun çoğunu Gazze Şeridi'nden çektikten sonra kesinlikle fazladan bir güce sahip olacak. Hizbullah da İsrail ile imzaladığı ateşkes anlaşmasının temeli olan Lübnan Ordusu'na silahlarını teslim etme maddesini uygulamaktan kaçınma manevralarında bulunduğu için İsrail'in kuzey cephesi açık kabul ediliyor. ABD Başkanı bu sefer Netanyahu'yu caydıramayacak, çünkü hem ABD hem de Fransa anlaşmanın tanıkları ve garantörleriydi. Top şimdi, yıl başından bu yana sağlanan iç barış ve istikrarı koruma arzusuyla Hizbullah ile çatışmaktan kaçınan Lübnan Cumhurbaşkanı’nın sahasında.
İsrail'e göre, Hizbullah silahlarını teslim edene veya gerekli garantiler sağlayan yeni düzenlemeler yapılana kadar Güney Lübnan'dan çekilmeyecek ve saldırılarına son vermeyecek.
Yemen'de Husilerle çatışma, İran yanlısı grubun tavrını ve Hamas'ın savaşı sona erdirmeyi kabul etmesinin ardından ne yapacağını bekliyor. İsrail, sahada Husileri zayıflatacak ve Sana'daki Ensarullah rejimini devirecek Yemenli güçleri hazır hale getirebilecek askeri kapasiteye sahip. Nitekim bu güçleri yeniden canlandıran ve bir sonraki aşamaya hazırlanmaya sevk eden coşkuyu gözlemlemek mümkün.
En zorlu, tehlikeli ve geniş kapsamlı bölgesel yankıları olan cephe İran cephesidir. İki haftadan kısa süren çatışmaları durduran Başkan Trump'tı. Trump savaşa dahil oldu ve İran'ın nükleer tesislerine saldırı talimatını verdi. Bu onun ilk savaşıydı ve ardından ateşkes ilan etti. Netanyahu o zaman bundan memnun olmamıştı ama planlanan askeri operasyonları tamamlamak için Trump’tan yeşil ışık alamadı. ABD Başkanı, Tahran'a karşı bu durumu ustaca kullandı ve zenginleştirme veya askeri faaliyetlere yeniden başlarsa dizginlediği Netanyahu’yu serbest bırakacağı tehdidinde bulundu.
İran silahlı kuvvetlerini bugün yüksek alarmda tutan da budur ve Netanyahu, istediği zaman savaşını yeniden başlatmak için gerekli araçlardan veya bahaneden yoksun kalmayacaktır. İki büyük bölgesel güç olan İran ve İsrail arasındaki bir çatışma ise yıkıcı olacaktır. Bu nedenle savaşın çevresindeki bölge ülkeleri olanları endişe ve teyakkuz içinde takip etmektedir.
Lübnan ve İran'daki siyasetçiler, Gazze'deki ateşkes anlaşmasıyla tehlikelerin sona ermediğinin ve ermeyeceğinin kesinlikle farkındalar. Bu kanlı savaş, ikili bir anlaşmayla sona ererken, diğer cephelerde durum açık kaldı.
Gazze'de müzakereleri destekleyen, baskı uygulayan ve destek sağlayan büyük ve ciddi uluslararası güç, tehdit altındaki diğer üç tarafa, ateşkeslere güvenmek yerine durumlarını ve anlaşmalarını yeniden yapılandırmak için çalışma fırsatı veriyor. Zira ateşkes, saatli bombadan başka bir şey değildir.