Bekir Uveyda
TT

Yaktılar ve söndürmek istemiyorlar

Makalenin başlığında bahsedilen Aksa Tufanı saldırısıyla başlayan savaştır ve iki ana cephenin liderleri arasında karar alma yetkisini elinde tutanların kendisini durdurmaya yanaşmadığı aşikar. Bu liderlerin başında, ABD Başkanı Donald Trump'ın yanında durup, yirmi maddelik planına katıldığını deklare ederek sahte bir esneklik sergilemesine rağmen, bizzat Binyamin Netanyahu yer alıyor. Savaşı durdurmayı fiilen reddetmekte Netanyahu'nun ardından Hamas liderleri geliyor. Ama bunlar kendi isteğiyle sürgünde olan ister siyasi isterse askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'na bağlı olan liderler değil, Gazze Şeridi'nde bulunan saha komutanlarıdır. İdeolojik açıdan bakıldığında, savaş ateşini söndürmek için en ufak bir umut ışığı belirdiğinde ateşine benzin döken ise Netanyahu ile koalisyon ortağı olan Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich liderliğindeki radikal Siyonist gruptur. Bu iki isimden her biri, Netanyahu'yu iki devletli çözüm konusunda gösterilecek sözde herhangi bir müsamahadan dolayı kınamak ve bağırıp çağırmak için birbirleriyle yarışıyor.

Gerçekten de BM Güvenlik Konseyi'nin Trump planını destekleyen bir Amerikan karar tasarısı üzerinde oylamaya başlamasından önce, pazartesi akşamı, böyle bir İsrail tepkisi geldi. Bu tepki, 8 Ekim 2023'ten beri Gazze Şeridi'ne karşı Aksa Tufanı saldırısına yanıt verme bahanesiyle savaş yürüten barbar savaş hükümetinin liderleri arasında bir tür manipülasyon ve rol çalma oyunuydu. Bu barbarlık, aşırılık yanlısı Siyonist yerleşimcilerin Batı Şeria'daki Filistin çiftliklerine ve köylerine günlük saldırılarıyla daha da şiddetleniyor. Filistinli fraksiyonların liderlerinin de pazar günü yaptıkları sert açıklamayla, Amerikan taslak kararının oylanmasını engellemeye çalıştıkları doğru. Ancak, uluslararası alanda tanınan Filistin tutumunun Ramallah'taki Filistin Ulusal Otoritesi tarafından temsil edilmesi nedeniyle, bu tutumlarının pek bir etkisi olmayacağı muhtemel. Otorite’nin tutumuysa hem şimdi hem de gelecekte Filistinlilerin yararına olacak şekilde Trump planını olumlu bir şekilde geliştirme olasılığına dayanıyor.

Bu savaşı başlatan ve sona ermesini engellemeye çalışan tüm tarafların tutumlarının hem Gazze'de hem de İsrail'de savaşın sonuçlarına katlanan, ateşiyle yanan sıradan insanları ilgilendirip ilgilendirmediğini veya şaşırtıp şaşırtmadığını bilmiyorum. Belki de günlük acılarının yoğunluğu, herhangi bir şeye ilgi göstermelerini engelliyor. Gerçek şu ki, İsrail toplumunun çeşitli kesimleri arasındaki siyasi aktivizm, savaşın başlangıcından bu yana aktifti ve hâlâ da aktif, ancak her zaman rehineler meselesiyle sınırlıydı. Gazze Şeridi'ne gelince, Hamas'ın kontrolüne karşı çıktıklarını gizlemeyen ve tutumlarını açıkça dile getirmekten çekinmeyen güçler ortaya çıktı. Hatta bu güçlerin bazıları, İsrail işgal ordusuyla iş birliği yaptıklarını kabul etmekten bile çekinmedi.

Ancak hem İsrail hem de Filistin’in bahsi geçen durumlarının etkisi sınırlı kalmaya devam ediyor; zira bu yıkıcı savaşı sona erdirme yönündeki ciddi karar, savaşı başlatanlar ve savaşın devam etmesinin uzun vadeli stratejik ajandalarına hizmet ettiğini düşünenler tarafından alınmalıdır. Güvenlik Konseyi oylamasının sonucu ne olursa olsun, gerçek muhtemelen budur.