Şiddetin tek bir yüzü vardır ve o da çirkindir. Barışın ise birçok yüzü vardır ve bunlar güzeldir. Avustralya saldırısında iki taraf vardı; dizginsiz bir katil ve korkusuz bir kurtarıcı. İkisi de İslami isimler taşıyordu. İkisi de aynı davanın bayrağını kaldırıyordu.
İkinci Dünya Savaşı'ndaki Holokost’tan bu yana, birçok şiddet eylemi tek bir etiketle anıldı: Antisemitizm. Almanya, on yıllarca İsrail'e Holokost kurbanları için yıllık tazminat ödemeye devam etti. Avrupa ve ABD'de Holokost’u övmeyi yasaklayan katı yasalar ortaya çıktı. Yeni doğanlara ünlü Avusturyalı Onbaşı Adolf'un adının verilmesine izin verilmez oldu.
Filistin'in kaybı ve topraklarının gaspı için ise kimse tazminat ödemedi ve Filistin'e, halkına olanları kimse Holokost saymadı. İsrail, Arapları neo-Nazi olarak gösterdi ve mağdur rolünü büyük bir ustalıkla kullandı. Medya, propaganda ve psikolojik savaş hakkında hiçbir şey bilmeyen bazı cahil Araplar da bu konuda ona yardımcı oldu.
1967'den sonra İsrail artık mağdur rolünü oynayamazdı, bu yüzden kahraman rolüne geçiş yaptı. Dünya geneline ve tarihe Arap geri kalmışlığını altı günde yendiğini yaydı ve “Altı Gün Savaşı” başlığı dünya basınında yaygınlaştı.
Gazze savaşı, ifadeler sözlüğünü ve güç dengesini ilk olarak 7 Ekim operasyonu, ikinci olarak da sonrasında yaşananlarla iki kez alt üst etti. İsrail'in Gazze'ye verdiği yanıt, bir Holokost, daha doğrusu bir dizi büyük Holokost ölçeğindeydi. Netanyahu'nun fotoğrafı, sadece küresel olarak değil, İsrail'in kendi içinde de katliamın sembolü haline geldi. Önde gelen İsrailli politikacılar, İsrail'in adını tüm dünyada utanç ve rezaletle lekelediğini ilan ettiler.
Sidney'deki katliam, başka hiçbir tanımı olmayan iğrenç bir suçtur, ancak tablodaki Gazze'nin gölgesi de göz ardı edilemez; soğuktan ölen çocuklar, açlıktan ölen çocuklar, kampların çamurunda boğulan çocuklar.
Dünya, elbette, Avustralya katliamında kurtarıcı tarafın yanında yer aldı. İnsanlar isteyerek itfaiyecinin yanında durdu, yangının değil. İtfaiyeci alarmı duyduğunda, önce yangının tehdit ettiği kişilerin kim olduğunu araştırmaz. Öte yandan, fail de kurbanların kimliğiyle ilgilenmez. Onları her gün bombalar. Evlerini, okullarını ve dükkanlarını havaya uçurur, binaları yerle bir eder ve topraklarını cehenneme çevirir.