Ekim 2017'de, ABD hükümetinin gizli belgelerine dayandığı iddia edilen bir haber internette yayınlandı. Haberde, eski dışişleri bakanı Hillary Clinton ve diğer isimlerin, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki para ve siyasetin seyrini kontrol eden gizli bir örgütü yönettiği iddia ediliyordu. Yazar, paylaşımlarını QAnon takma adıyla yayınlıyordu ve kendisine son derece gizli belgelere erişim sağlayan bir güvenlik iznine sahip olduğunu iddia ediyordu. Birkaç hafta içinde, QAnon'un paylaşımları, ülkenin yüksek çıkarları bahanesiyle gözetleme, mallara el koyma ve kişilere saldırı eylemleri gibi hükümet kurumlarının faili olduğu söylenen yüzlerce gerçek ve hayali olayın kaynağı haline geldi. Ancak bu paylaşımları yayınlayanlara göre bunlardan asıl faydalananlar, görünmeden herkesi izleyen bu gizli örgütün üyeleriydi.
2020 yılının ortalarında, Kovid-19 pandemisi nedeniyle hükümet daireleri ve işletmeler kapılarını kapattı ve milyonlarca Amerikalı, internet dışında pek bir yoldaş olmadan evlerinde kaldı. Bu dönemde siyasetçiler, sanatçılar ve finansörler ile onların evlerinde, ofislerinde ve gösterişli partilerinde neler yaptıklarına dair sonsuz öyküler uydurmaya zamanlarını adayan yüzlerce öykü anlatıcısı ortaya çıktı. Sanki Şehrazat, “Bin Bir Gece Masalları”nı modern bir kılıkta, tek bir kişi için değil, milyonlarca insan için gece gündüz yeniden anlatmak üzere dirilmiş gibiydi.
Bu yeni Bin Bir Gece Masalları öykülerinin ortak noktası, siyasi oyunun iplerini elinde tutan küçük bir gruba sürekli yapılan göndermeydi; seçimleri kimin kazanacağına ve kimin kaybedeceğine, mahkemede kimin beraat edeceğine ve kimin mahkum edileceğine, borsada kimin kar edeceğine ve kimin kaybedeceğine bu grup karar verir.
2017 yılının başlarından beri, Donald Trump'ın destekçileri, rakiplerini kastederek “derin devlet” terimini kullanıyorlar. Daha sonra, Mart 2023'te Trump, Teksas'ın Waco kentinde destekçilerine, tıpkı onlar gibi bu anlatıya inandığını söyledi: “Eğer biz onu yok etmezsek, derin devlet ABD'yi yok edecek”. Sonraki aylarda, bu ifadeyi seçim kampanyası broşürlerinde yoğun bir şekilde kullandı ve Beyaz Saray'a ulaşması halinde “derin devleti” ortadan kaldırmak için somut planlar yayınladı.
“Derin devlet” terimi Amerika'da icat edilmemiştir. İlk olarak Türkiye'de, cumhuriyeti Atatürkçülükten sapma olasılığından korumak için yapılan bir planı ifade etmek üzere kullanılmıştır. Ancak bu fikir, 20. yüzyılın ortalarında “gizli hükümet” veya “alternatif hükümet” adlarıyla ortaya çıkmıştır.
Donald Trump'ın QAnon tarafından savunulan fikre gerçekten inanıp inanmadığını bilmiyorum. Ancak bu çok uzak bir ihtimal de değil. Gelgelelim QAnon hikayesinin kökenlerini izlerseniz, yüzlerce insanın gerçek hayattaki figürlerin rollerini üstlenmesine ve süper kahraman, asker, casus, politikacı, film yıldızı, çete lideri veya Kongre üyesi olma yeteneklerini test etmesine olanak tanıyan bir video oyunu yaratma girişimi olduğunu göreceksiniz. Oyun, belgesel film yapımcısı Adam Curtis'in açıkladığı gibi yaratıcısının elinden kayıp başkalarının kontrolüne geçti. Ardından genişlemeye ve yayılmaya başladı, siyasi propaganda makinesinin parçası haline geldi. Tek bir varlık olarak mı kaldı yoksa aynı adı, özellikleri ve yöntemleri taşıdığını iddia eden birkaç varlığa mı bölündü, bunu kesin olarak söylemek artık mümkün değil. Birçok insan QAnon'un kuruluşuna katkıda bulunduğunu iddia etti ama bu kimin umurunda?
Gerçeklik ve hayal gücü arasında bir örtüşme olduğuna inanıyorum. Bu, siyasetin şeffaf olmayan dünyasında alışılmadık bir durum değil. Her ülkede, hatta ticari kuruluşlarda, siyasi partilerde ve benzeri oluşumlarda bile, kendisini sistemin koruyucusu ve sürekliliğini sağlayan geleneklerin bekçisi olarak gören bir grup vardır. Bu grup perde arkasından çalışmaz, liderlerin atanmasına veya görevden alınmasına da müdahale etmez. Sadece durumu gözlemler ve ilgili kişiler yoldan saparsa gidişatı düzeltmeye çalışır. Bu tür insanlarla şirket genel kurullarında, parti konferanslarında, akademik ortamlarda, elit toplantılarında veya başka yerlerde karşılaşmış olabilirsiniz. Bir düşünün, bazılarını tanıyacaksınız.