Meşal Sudeyri
TT

Sünniler ve Şiiler yenildi

Ey aziz ve çilekeş Irak, sana ancak “al bu senin için hayırlı desek ona da bir kulp bulursun” denebilir. Doğa Irak’a cömert davrandı. Onu akar sular ve bereketli topraklarla kucakladı. Ardından ona petrolü hediye etti. Sanki doğa Irak’a “Şımar şımarabildiğin kadar” diyordu.
Ancak bir kez askeri darbeler başladı, ardından Pers Humeyni devriminin rahminden doğan nefret dolu bir mezhepçilik askeri darbeleri takip etti. Irak yağmurdan kaçarken doluya yakalandı. “Mezhepçilik” terimi ilk defa çirkin yüzüyle karşımıza çıkıyor. Bugün, işsizlik ve yoksulluk arttıkça sevgili Irak gözlerinizin önünde kan ağlıyor.
Eskiden petrol bakanının utanmadan ayda 1 milyon dolar maaş aldığı bir zaman yaşandı. Eski Başbakan Nuri el-Maliki aylık 3 milyon dolar maaş alıyordu. Bu rakam, 6.000 Iraklı memurun maaşına denk düşüyor.
Ben ne siyaset yazarı ne de siyasetten fayda sağlayan biri olarak Irak felaketi hakkında semboller ile konuşacağım. Irak'taki kardeşlerimizin futbolu sevmeleri ve futbol kurallarını bilmeleri nedeni ile futboldan bir örnek vereceğim;
Irak milli takımının yabancı teknik direktörünün Irak milli takımının kadro seçiminde, Yönetim Kurulu ile aynı ilkeleri benimsediğini varsayarsak milli takımın kadrosu şu şekilde olacak;
Altı futbolcu Şii, ikişer futbolcu Kürt ve Sünnilerden olacak, bir futbolcu ise Türkmen olacak. Bu kurallar yedek kulübesindeki oyuncular için de geçerli olacak. Türkmen ve Hristiyanlar sadece maçın uzatma kısımlarında gol atma hakkına sahipler. Eğer elimden gelseydi Irak Yönetim Kurulu’nun bu su götürmez kuralını benimseyen teknik direktöre şunları söylerdim: Bu kuralı aynı şekilde stadın koltuklarını belli bir mezhep için tahsis etmek suretiyle taraftarlara da uygulamalısınız. Tabii yukarıda belirtilen sayı oranında. Böylece saflar sıklaşmış olur!
Müsaade edin sizi biraz kızdırayım ve acıklı ama komik olmayan bir nükteyi sizinle paylaşayım:
Iraklı bir muhabir sokakta dört ceset bulur ve cesetlerin fotoğrafını çekip şu sözlerle paylaşır: “Terör propagandasına en büyük cevap. Dünya güvende, insanlar sokaklarda uyuyor!”
Başka bir nüktede ise, polis, gece devriyelerinden birinde polis aracındaki megafonla uyarılarda bulunuyor; “Verdiğimiz rahatsızlıktan ötürü özür dileriz. Yeni sloganımızın tatbik edilmesi doğrultusunda sizi yurt dışına çıkmaya çağırıyoruz. Yeni sloganımız, “Bu ülkeyi satıyoruz, Sünniler ve Şiiler olarak kaybettik”
Yaklaşık bin yıl önce şu mısraları yazan Mütenebbi’ye Allah rahmet etsin;
İnsanlar krallarıyla değerlidir. Acemlerin hükümranlığı altında yaşayan Araplar asla rahat yüzü göremezler
Çünkü Acemler adabı muaşeret nedir bilmezler, asil bir soydan da gelmezler, ayrıca sözlerine sadık kalmazlar ve hükümranlıkları altındakileri himaye etmezler