Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Hişam bir Bağdatlı ve onun için ağlayan yok!

Neyse ki, Bağdat’ta kaçırılan Alman aktivist krizi hızla barış içinde sona erdi.
Evinin yakınındaki bir otoparkta kameralar karşısında suikasta uğrayan kahraman Iraklı Hişam el-Haşimi için de benzer hızlı ve mutlu bir son umut ediyordum.
Irak’taki herkes, tüm Sünni ve Şii milislerin mantığına karşı savaşan çok yönlü tanınmış bir ulusal gazeteci olan Hişam’ın suikastçılarını biliyor. Fakat Hişam, bir Alman değil, aksine Irak’ın çamurundan bir Bağdatlı.
Alman aktivistin haberi ise şu şekilde geldi. Geçen cuma günü Irak güvenlik güçleri, Haşdi Şabi ile ‘anlaşma’ çerçevesinde Bağdat’taki el-Kerade mahallesinde ofisinin yakınlarında kaçırılan Alman aktivist Haile Mavis’i kurtarmayı başardı.
Irak İçişleri Bakanı yaptığı açıklamada, istihbarat faaliyetlerinin, bilgilerin kesinleşmesinin, kameraların takibinin ve adam kaçırma suçuyla ilgili tüm verilerin takibinin bir sonucu olarak kaçırılmasından yaklaşık 72 saat sonra Alman eylemcinin kurtarıldığını açıkladı. Bir güvenlik kaynağı, Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı açıklamada, İran destekli Haşdi Şabi grubuna mensup olan, kaçırma eyleminden sorumlu unsurun gözaltına alındığını belirtti.
Yapılan anlaşma uyarınca, Haşdi Şabi unsurunun serbest bırakılması karşılığında Alman rehine de serbest bırakıldı. Irak hükümetini bu konuda kınıyor muyuz?
Açıkçası Irak’ı, bu konuda tamamen suçlamak adil değil. Evet, devletin görevi insanları korumak, suçu önlemek ve milislerin gücünü sona erdirmektir. Bu doğru. Ancak bugün Irak Devleti, iyi değil ve karanlık bir gece gibi görünüyor. Belki Sayın Kazimi, ülkenin doktoru olabilir.
Hişam’a gelince onun için ağlayan yok ve onun hesabını soracak bir uluslararası toplum da mevcut değil.