Prof. Dr. Ahmet Abay
Akademisyen
TT

Zalimler kimlerdir?

Geçen hafta “zulüm” ile ilgili bir yazı kaleme almıştık. Bu yazı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan bir dostumuz; “Günümüzde bu zulmün özneleri ve izleyenlerinin kim/kimler olduğu apaçık söylenmeli ve bilinmeli ki müslümanlar düşmanlarını ve dostlarını iyice bilsinler.” diye beklentisini ifade etmiş. Bu yazı zulüm konusunda bu beklentiye cevap olabilmesi umuduyla   kaleme alınmıştır.
Yazıda şahıs ve eylemlerle ilgili açıklamalar yaparken izleyeceğimiz yöntem Kur’an’ın şahıslarla ilgili değerlendirme ve nitelendirme yöntemi olacaktır. Zira her konuda olduğu gibi bu konuda da rehberimiz ve yol göstericimiz Kur’andır. Kur’an-ı Kerim’de görebildiğimiz kadarıyla –Firavun ve Ebu Leheb hariç- kötülük ve zulüm yapan şahısların isimleri zikredilmemiştir. Daha çok yaptıkları eylemler ve bu eylemlerin neden kötü olarak nitelendirildikleri ifade edilmiştir. Buradan hareketle önce zulüm olarak nitelenen fiillere sonra da bunları işleyenlerin kimler olduklarına bakalım. Kur’an-ı Kerim’de zulüm olarak nitelenen fiilleri özetlersek;
Allah’tan başka ilah edinmek.[1]
Allah’ın ayetleri hatırlatılıp/tebliğ edilmesine rağmen onları dikkate almamak.[2]
Hakkı yalanlamak ve ondan yüz çevirmek.[3]
Allah’a iftira etmek, ayetlerini yalanlamak ve insanları yoldan çıkarmak için kendisine vahiy edilmediği halde bana vahiy ediliyor demek.[4]
Allah’ın hududunu/kırmızı çizgilerini çiğnemek.[5]
İndirilen vahyi değiştirmek/onun yerine başka şeyler koymak.[6]
Allah’a ibadet etmek amacıyla yapılan ibadethanelerin yapımını ve oralarda Allah’ın adının anılmasını ve O’na ibadet edilmesini engellemek.[7]
Allah için yapılması gereken şehadeti/tanıklığı gizlemek.[8]
Allah’ın koymuş olduğu ölçü ve hükümleri dikkate almamak.[9]
Allah’ın ayetlerini yok etmeye çalışmak.[10]
Kur’an’ı Muhammed uyduruyor demek.[11]
Allah’ın ayetlerini/kudret delillerini akıllara yattığı/iyice anlaşıldığı halde büyüklük taslayarak inkar etmek ve sihir olarak nitelemek.[12]
Peygamberin getirdikleriyle yetinmeyip ondan olmayacak isteklerde bulunmak.[13]
Küfrü imana tercih eden babaları ve kardeşleri; veliler/rehberler, yol göstericiler, koruyucular, dostlar edinmek.[14]
 İnancımızdan dolayı bizimle savaşan, bizi yurdumuzdan çıkaran ve çıkarılmamıza destek veren kimseleri kendimize samimi bir dost, koruyucu, yönetici, yandaş, müttefik; kısacası veli edinmek.[15] 
Eşine zarar vermek için elindeki yetkiyi kötüye kullanmak.[16]
Yetimlerin mallarını haksızca yemek.[17]
Birbirinin malını haksız yollarla yemek.[18]
İster erkek ister kadın olsun birilerini alaya alıp veya kötü lakaplarla çağırıp da bu günahlardan tevbe etmemek. [19]
Yukarıda ifade edilen davranış ve tutumları sergilemek zulümdür. Bunları yapanlar ise zalim olarak nitelenmektedir.
Günümüzde kimin/kimlerin zalim olduğuna gelince, ayetlerde ifade edilen davranışları, tutumları ve bunların kapsamı içerisine giren şeyleri yapanlar zalimdirler. Bu zalimler, şahıslar olabildiği gibi kurumlar ve devletler de olabilir. Yönetenler olabildiği gibi yönetilenler de olabilir. Burada yapılacak isimlendirmeler tamamen fiili yapana göre olmalıdır. Zira Kur’an’ın da ifade edip ilkeleştirdiği üzere zalimlerin isimleri değişse de nitelikleri ve zulüm olarak yapılan eylemler hep aynıdır. O halde “Günümüzde zalim/zalimler kimdir?” sorusuna şu şekilde bir cevap vermek mümkündür:
Allah ile beraber ve Allah’a rağmen başka varlıklara ilahlık payesi ve gücü atfedenler zalimdir.
Allah’ı, peygamberlerini, indirdiği vahyi ve vahyin barındırdığı ahkâmı dikkate almayanlar, onları değiştirmeye, kendi heva ve arzularına göre hareket etmeye kalkışan birey ve yönetimler zalimdir.
Allah’a kulluk yapılmasına ve insanların inançlarını yaşamalarına engel olanlar zalimdir.
Günah ve inkârları ile Allah’ın emir ve yasaklarına uymamaları sebebiyle kendi nefislerine zulmedenler de zalimlerdir
Halkının hak ve hukukuna riayet etmeyen ve halkını ezen yönetimler zalimdir.
Birilerinin işlediği zulmü bahane ederek özgürleştirmek adına ülkeleri işgal edip o ülkelerin kaynaklarını sömürenler zalimdir. (Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de ve dünyanın birçok yerinde ABD, Rusya, Çin ve onlarla birlikte hareket edenlerin yaptığı gibi)
Kendi çıkarları için başka insanları kendi topraklarından çıkarıp evlerine yerleşenler zalimdir. (İsrail’in Filistinlilere yaptığı gibi) 
Meşru bir gerekçe olmadan herhangi bir cana kıyanlar zalimdir.
Sahip olduğu yetki ve hakları başkalarına baskı ve eziyet aracı kılanlar zalimdir. (Küresel çapta BM’in beş daimi üyesinin yaptıkları, özelde ise birçok siyasetçi ve bürokratta bunun örneklerini çokça görmek mümkündür.)
İhalelere fesat katarak ve rüşvet vererek servet oluşturanlar zalimdir. Rüşvet alanlar da zalimdir.
Çalışanının emeğini sömüren şahıs ve kurumlar zalimdir.
Eşine ve çocuklarına eziyet eden anne-babalar zalimdir.
Özgürlük adına çocuklarını yakıtı insanlar taşlar olan ateşten korumak adına çaba göstermeyen ebeveynler zalimdir.
Yetimlerin haklarını ve mallarını ellerinden alanlar zalimdir.
Başkalarının mallarını ve haklarını gönül rızası olmadan meşru olmayan yollarla gasp ederek kazanç elde edenler zalimdir.
İlk bakışta karşılıklı anlaşmaya dayalı bir alışveriş gibi görünen, fakat aslında, bir tarafın bilgisizliği, tecrübesizliği yahut çâresizliği sebebiyle aldatıldığı, açıkça zarara uğratıldığı ticârî ve hukukî işlemler de haksız kazanç kapsamına girer. [20] Bu durumları fırsata çevirenler de zalimdir.
Sahip olduğu malın infakını hak sahipleri ile paylaşmayanlar zalimdir.
Başkaları ile alay edenler, onları hor görüp küçümseyerek lakap takanlar zalimdir.
Kısacası iman ve vicdanın gerektirdiği hududun/sınırların dışına çıkan herkes zalim vasfı ile nitelenmeye adaydır…
Son olarak şunu ifade etmek gerekir ki herhangi bir nedenle veya herhangi bir şekilde zulme bulaşmak her şeyin bitmesi anlamına gelmemektedir. Çünkü kendisine veya başkasına zulmeden kişiler samimi bir şekilde tevbe eder ve devamında hatalarını da telafi etmeye yönelik iyi/salih ameller işlerlerse Allah Teâlâ’nın affına mazhar olabilirler.[21] Ancak inkâr edip zulümlerine devam edenleri Allah bağışlayıp hidayete erdirmez![22]
Zulme ve zalimlere karşı mücadele edip savaşmak bir erdem ve zorunluluktur. Zira “… zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur!”[23]
[1] Bakara 2/54
[2] Kehf 18/57;secde 32/22
[3] Ankebut 29/68; Zümer 39/32
[4] En’am 6/21;93,144,157; A’raf 7/37; Saf 61/7
[5] Bakara 2/229
[6] Bakara 2/59
[7] Bakara 2/114
[8] Bakara 2/140
[9] Tevbe 9/36
[10] İsra 17/59
[11] Furkan 25/4
[12] Neml 27/13-14.
[13] Nisa 4/153
[14] Tevbe 9/23
[15] Mümtehine 60/9
[16] Bakara 2/231
[17] Nisa 4/10
[18] Nisa 4/29-30
[19] Hucurat 49/11
[20] Mahmut Kısa, https://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=4&ayet=29 (Erişim: 14.08.2021)
[21] Nisa 4/110
[22] Nisa 4/168
[23] Bakara 2/193.