Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Kissinger Afganistan’dan bahsediyor: ABD’nin stratejik boşluğu

ABD diplomasisi ve siyasetinin ‘üstadı’ Dr. Henry Kissinger, Demokrat ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Afganistan’dan kaotik bir şekilde geri çekilerek atmış olduğu feci adım hakkında görüşlerini kaleme aldı.
Kissinger, The Economist dergisinde yayınlanan yazısında ABD'nin Afganistan'dan çekilmesini ‘onarılamaz, kendi kendine bir gerileme’ olarak nitelendirdi.
Kissinger “Neden Afganistan'daki esas zorluk, Afganistan'ı tamamen kontrol etme ile buradan tamamen geri çekilme arasında bir seçim olarak tasvir edilip halka sunuldu?” şeklinde bir soru yöneltti.
Kissinger “Afganistan’a, El-Kaide tarafından Taliban kontrolündeki Afganistan’dan ABD’ye yapılan saldırıya karşılık vermek için geniş bir halk desteğiyle girdik. Ancak Taliban ülkeden tüyerken biz stratejik odağımızı kaybettik” dedi.
ABD siyasetinin eski kurdu ya da 1970’li yıllarda nitelendirildiği şekliyle ABD diplomasisinin tilkisi Kissinger, bu yönetimin çabalarının ABD'nin koşulsuz geri çekilmesi anlamına gelen şeyle -başka bir ifadeyle utanç verici mutlak bir kaçışla- son bulduğunu söyledi.
Peki ya Kabil’den ve ülkenin geri kalanından bu kaotik kaçışın ve aynı zamanda Taliban’a yağ çekmenin etkilerine ne demeli?
Kissinger “Yakın bir gelecekte, diğer bölgelerde yeni resmi taahhütlerde bulunmak gibi ABD’nin kendi kendine sebep olduğu gerilemeyi onarmak için atabileceği hiçbir dramatik stratejik adımın mümkün olmadığını kabul etmeliyiz. ABD’nin aceleciliği müttefikler arasında hayal kırıklığı yaratacak, düşmanları cesaretlendirecek ve kafa karışıklığına sebep olacak” ifadelerini kullandı.
Kissinger “ABD, yetenekleri ve tarihi değerinden ötürü uluslararası sistemin önemli bir bileşeni olmaktan kaçamaz. Bu geri çekilmekle olacak bir iş değil” dedi.
Makalesinde başka noktalara da değinen Kissinger 19. yüzyılın ortalarında İngiliz varlığı ve yaklaşık bir yüzyıl sonra Rus-Sovyet varlığı gibi Afganistan’daki yabancı güçlerin varlığını akıllara getiren tarihi dönemlerden bahsetti.
Ancak burada önemli olan şey, bu yönetimin Afganistan'dan çekilme hususunda gösterdiği saçmalık ve sorumsuzluğun ardındaki bu tehlikeli izlerin peşinden gitmek. Cumhuriyetçi Trump yönetiminin Taliban’la konuştuğu, kendisiyle geri çekilme hususunda görüştüğü ve bundan önce de Biden’ın ana unsurlarından biri olduğu Obama yönetiminin Afganistan’dan çekilme dosyasını açtığı doğru. Ancak uluslararası insan hakları aktivisti ve ABD’li Hollywood yıldızı Angelina Jolie’nin dediği gibi hiç kimse Afganistan'daki nihai sahnenin bu kadar kaotik ve yıpratıcı olacağını tahmin etmemişti.
ABD'nin gelecekte uluslararası sistemi koruma ve istikrarı güçlendirmedeki rolü ne? Daha da önemlisi, siyasi ahlaki söylem nasıl inandırıcı ve gerçekçi olabilir? Burada ahlaki, hümanist, liberal, küresel söylemleriyle çenesi durmak bilmeyen Obamacı versiyondaki bir partiden söz ediyoruz.
Obamacı tavrıyla Demokrat Parti'nin önderlik ettiği bu ABD siyasi, insani ve güvenlik felaketinden alınacak derslerden biri, esas itimadın kendi gücünüze olması ve zor zamanlarda sadık müttefiklerinizi terk etmemeniz gerektiğidir.