Prof. Dr. Ahmet Abay
Akademisyen
TT

Görünür olmak mı görebilmek mi?

Görselliğin ön plana çıktığı bir zaman diliminde haliyle herkes bu alana yatırım yapmakta ve bu alan için çalışmaktadır. Görsellik prim yapınca da herkes görünür olmak için mesai harcamaktadır. Ne yiyip-içtiğini, ne giydiğini, nerede oturduğunu nereleri gezdiğini –başkalarını ilgilendirmediği halde- sosyal medya araçları vasıtasıyla herkesle paylaşarak bu görsellik alanında ben de varım demektedir.
Görselliğin konusu, kalitesi yeri zamanı hiç önemli değil! Sadece elde edilen veya hazırlanan görseli paylaşmak bu âlemde ben de varım demek için yeterlidir. Hatta başkalarının acıları, yaşadıkları sıkıntılar da bu alanın malzemesidir. Örneğin düşen bir adamı kaldırmaya çalışmak yerine onun düşüşünün görüntüsünü paylaşmak veya selin sürüklediği adamın elini tutup kurtarmaktan ziyade suyun onu nasıl sürüklediğini kendince haberleştirmek bu âlemde daha geçerli maharetlerdir. Kendi mahremiyetleri de dâhil olmak üzere her şey bu alan için malzemedir.
Elde edilen görüntü ve görsellerin kullanım alanı ve amacı kişiden kişiye farklılık arz etmektedir. Bazıları like/beğeni almak, bazıları siyasi ikbal –özellikle önemli siyasetçilerin bulunduğu görsellerde kıyısından ucundan yer alınmışsa-, bazıları whatsApp ihbar hatlarına malzeme oluşturmak, bazıları gerektiğinde birilerine karşı kullanmak ama en çok da kendi kişilikleri ile dikkat çekemedikleri için görüntüleriyle gündeme gelmek adına bu alanda at koşturmaya çalışmaktadır. 
İnsanların görünür olma ile ilgili geldiği noktayı Gökhan Özcan’ın bir yazısında sorduğu şu soruyla ifade etmenin mümkün olacağını düşünüyorum; “Hayatımızı bütün görünümleriyle birlikte kamuya açtık, herkes bizi her halimizle gördü. Biz dönüp kendimize hiç bakmadığımıza göre, ne halde olduğumuzu onlara mı sorsak?”[1] Zira her şey başkalarına gösterme ve görünür olma adına yapılır hale geldi. Oysa sahip olmamız gereken hayat şekli, dışarıya nasıl göründüğümüzden daha ziyade nasıl olması gerektiği şekil değil midir? Olmadığı gibi görünmek veya “mış” gibi olmak hiçbir zaman insana ve kişiliğine bir değer katmaz. Aksine insanın değerini düşürür. Zira sadece görüntü vermenin derdinde olan kişi ne Allah katında ne de insanlar nezdinde kıymetli değildir. Olmadığı gibi görünen ve sırf birilerinin ilgisini ve takdirini kazanmak için böyle davranan kişi aslında hep zarar etmiştir. Çünkü böyle kişiler görünür olma derdinde oldukları için ne görmeleri gereken şeyi ne de başkalarını göremiyorlar.
Herkes görünür olmanın derdinde olduğu için göremiyor olmak hiç kimsenin umurunda değil. Hâlbuki biz görmekle mükellefiz. Çevremizdeki varlıkları, çevremizde olup biteni ancak görürsek doğru bir okuma ve anlamaya tabi tutabiliriz. Belki de bu sebeple vahiy bizi sık sık görmeye ve buna bağlı olarak da düşünmeye davet eder. 21 ayette “Unzur/bak-gör”, altı ayette “Eraayte/gördün mü?”, ve 33 ayette “Elemtera/görmez misin?” tekil kipiyle başta Allah Resulü olmak üzere her bir insana, 14 ayette “Eraaytüm/gördünüz mü?”, sekiz ayette “efelayeravne-evelayeravne/görmezler mi?”, 10 ayette de “Unzuruv/bakın görün” çoğul kipiyle her topluma Allah’ın yaratıcılığı, rahmeti, evrendeki hâkimiyeti, insanlara ayetlerini nasıl gönderip açıkladığı, evrende O’nun varlığına, kudretine işaret eden delilleri, evrende, çevresinde, bugün yaşamakta olan ve geçmişte yaşamış toplumlarda olup bitenleri ve uyarıları dikkate almayanların akıbetlerinin nasıl olduğuna bakılıp görülmesi-düşünülmesi ve ona göre hareket edilmesinin gerekliliği hatırlatılmaktadır.
Yapılan bütün uyarı ve hatırlatmalara rağmen dünyanın neresinde olursa olsun insanların çoğu görmek yerine hala her şeyi görünmek adına kullanmaktadır. New York’ta bir okul kavgasında bıçaklanıp ölen öğrenci ile ilgili Polisin yaptığı açıklamaya göre; olaya 50-70 kişinin tanık olmasına rağmen bu kişilerin polisi aramak yerine Snapchat ve diğer sosyal medya platformlarından olayla ilgili paylaşımlar yapmayı tercih etmişlerdir. Bu olay üzerine bölgenin idari sorumlusu, "Tehlike altında olan birisini görürseniz, telefonunuzu beğeni ya da paylaşım için değil yardım istemek için kullanın" diye çağrıda bulunmuştur. Benzer bir yaklaşımı Şanlıurfa'daki selde de gördük. Bir kişi suya kapılarak sürüklenirken o anları görüntüleyen kişi, yardım etmek yerine video çekmeye devam etmiştir.[2]
Üzülerek ifade etmek gerekir ki çekilen Selfilerle-özçekimlerle görülmesi gerekenle görülmemesi gereken yer değiştirmiştir. İnsanlar, göstermeleri veya görmeleri gereken şeyleri bırakmış görülmemesi ve gösterilmemesi gereken şeyleri göstermenin derdine düşmüştür. Böyle davranarak birçok insan görünür olmaktan daha çok görmekle yükümlü olduklarını unuttular. Unutulan en önemli gerçek ise kişinin amelini yalnızca Allah’ın gösterilmesini emrettiği yerlere göstermekle yükümlü olduğu gerçeğidir. Zira Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“De ki: Çalışın! Yaptıklarınızı Allah da Resulü ile mü'minler de görecekler. Sonra da görünen ve görünmeyen her şeyi bilen Allah'ın huzuruna çıkarılacaksınız; yapmakta olduklarınızı O size haber verecektir.”[3]
O halde önce biz görelim de sonra görmesi gereken zaten bizim amelimizi görüp bilecektir…
[1] https://www.yenisafak.com/yazarlar/gokhan-ozcan/kor-nokta-2063507  Erişim tarihi 06.04.2023
[2] https://www.cnnturk.com/video/turkiye/elini-uzatmak-yerine-video-cekmeye-devam-etti
[3] et-Tevbe 9/105