Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Suriye’nin uzaklaştırılması düzeltilmesi gereken stratejik bir hataydı

Suriye’nin Arap dünyasına geri dönmesi, genel olarak bölge için parlak bir gelecek inşa etme noktasında bir kazanç ve avantajdır. Suriye Arap Birliği’nin kurucu ülkelerinden biri olarak birlikteki hakkı olan koltuğuna geri dönmüştür. Burada olmaması ve uzaklaştırılması düzeltilmesi gereken stratejik bir hataydı. Çok sayıda Arap lideri ve politikacısı bunun için çağrılarda bulunmuştu. İstenen şey Suriye krizinin Arap birliği ile çözülmesiydi ve bu ancak, ortak Arap eylemini destekleme doğrultusunda Suriye’nin tamamen koltuğunu geri almasıyla başarılabilirdi.

Suudi Arabistan Krallığı bu yönde ciddi çabalar sarf etti ve ustaca yürüttüğü diplomasisiyle bu övgüye değer dönüşü sağlamayı başardı.

Suriye’nin sadece Arap Birliği’ne değil, bir bütün olarak Arap dünyasına geri dönmesi, iktidar ve muhalefet de dahil olmak üzere tüm taraflarla diyalog kurulması ve bu ülkenin Arap çevresi ile arasının açılmasını fırsat bilen İran rejimi gibi bölgesel güçlerin hegemonyasına terk edilmemesi için bir fırsattır. Suriye ve halkının şartlı bir mekanizma çerçevesinde Arap bölgesine geri dönmesi ve İran ekseninden uzaklaşması kendileri için bir kazançtır.

Suriye’nin Arap Birliği’ne dönmesi Suriye krizinin etkin bir şekilde çözülmesi için önemli bir adım teşkil ediyor. Suriye’nin Arap Birliği’nin dışında kalması, Suriyeli tarafların arasındaki bütün diyalog fırsatlarının önünde bir engel oluşturuyordu. Hele de Arap ‘Baharı’nın yol açtığı sorunlar ve İhvan-ı Müslimin’in (Müslüman Kardeşler) Arap ülkelerini tahrip etmesinden sonra. İhvan hala Batı Libya’yı elinde tutuyor ve Tunus’ta reformları engelliyor. Yemen’deki gergin durum isyancı Husilerin Yemen’in başkenti Sana’yı ele geçirmesini sağladı. Arap ‘Baharı keşmekeşinin’ ortasında bağıran ya da dışarı çıkan herkes özgürlük ve demokrasi peşinde değildi. Muhalif kisvesi altında terör örgütleri de sahneye çıktı ve böylece DEAŞ ve kardeşleri türedi. İhvan’ın ülkeleri yıkıma götürdüğü ve Arap halklarının karmaşık rüyaları ve kabusları yüzünden uyanmaya başladığı Arap Baharı’nın yıktıklarını toplamamız gerekiyor.

Arapların Suriye’ye açılımı Arap uzlaşısı çerçevesinde geldi. Bir takip komitesi mecbur tutularak geri dönüş şartlı yapılmış olsa da bu olumlu bir adım olarak görülüyor. Suriye’nin Arap Birliği koltuğuna geri dönmesi, iletişim kurmak için bir fırsattır. Suriye ile diplomatik ilişkileri yeniden tesis etme ve normalleşme kararı ise, her egemen devletin kendi tercihine kalmıştır.

Ulusal Arap çevresinden ve merkezinden uzun bir süre ayrı kalmasının ardından Suriye’nin dönüşü, ülkeyi dış müdahalelerden kurtarmak için doğru atılmış bir adımdır.

Suriye’nin Arap kucağına ve merkezine dönüşünü engelleme girişimlerine rağmen, çoğu Arap lider Suriye’yi Arap kucağına döndürmeye karar verdi. Böylece Suriye’yi engellemeye ve Arap çevresinden izole etmeye yönelik kötü niyetli girişimler başarısız oldu. ABD’deki bazı aykırı seslerin, ABD’li yasa koyucularını Suriye ile normalleşmeyi engelleyen Sezar Yasası’nın uzantısı olarak bir yasa tasarısı hazırlamaya çağırması bu girişimlerden biri denilebilir.

Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü, Suriye krizini bölgesel ve uluslararası tarafların yönetmesi yerine Arapların yönetmesini sağlayarak daha etkili bir sonuç getirecektir. Nitekim bu dış güçler, yara, kan ve acı açısından Suriye krizinin ikizi olan Libya krizinde yaptıkları gibi, Suriye krizini Arap bölgesinden uzaktaki çatışma bölgeleriyle ilişkili uluslararası meselelerde bir piyango bileti veya şantaj aracı olarak kullanıyorlardı.

Suriye’nin Arap Birliği’ne dönmesinin bir önemi olmadığına inananlar var. Ancak böyle bir düşünce gerçekçi değil ve kesinlikle yanlış. Arap Birliği’ndeki sıkıntılara rağmen, Suriye’nin bunun dışında kalması feci bir hataydı. Bu, İran rejimi, Rusya, Türkiye ve ABD’nin tek başına Suriye’de kalmasına, kartları karıştırmasına ve bugüne kadar krizi karman çorman etmelerine sebep oldu. Bu yüzden, Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü, Arap dünyasına ve ortak Arap eylemine dönüş demektir, ki bu da pek çok kazancın habercisidir.