Meşal Sudeyri
TT

Barışı yüceltmek

Kardeş Sudan için “Ben sana hayır yap diyorum sen diyorsun ki param yok” (Ne kadar uyarsam da sen kulak ardı etmek için işi yokuşa sürüyorsun) deyimi kullanılabilir.
Nitekim Sudan hiç şüphesiz coğrafi konumu ve su kaynakları sayesinde Arap ve Afrika dünyasının ‘gıda sepeti’ görevi görebilir. Bunu bilmeyen yok. Dolayısıyla Körfez ülkeleri ve diğerleri, Sudan’a yatırım yapmak ve konumunu pekiştirmek için harekete geçti. Söz misali, “devede kulak”.
Suudi bir şirket, Port Sudan'ın 80 km kuzeyinde ve deniz üzerinden Cidde'den 200 km uzaklıkta bulunan Makarsam adasında başlangıç ​​maliyeti 11 milyar dolar olan kapsamlı bir proje yürütmek istedi.
Proje kapsamında adaya altı kilometrekarelik bir alanı kaplayacak bir havaalanı ve büyük gemileri alacak şekilde tasarlanmış bir liman yapılması, üniversiteler için bir bilgi şehrinin kurulması öngörülüyor. Aynı zamanda Kızıldeniz'deki en büyük dalış alanının, ticari kompleksler ve oyun alanlarının inşa edilmesi, dünyanın her yerinden turist kabul edilmesi planlanıyor.
30 kilometre karelik bir alanı kapsayan Dünyanın Kalbi Projesi’nin temel taşı atılmıştı. Sudan Yatırım Bakanı el-Hadi İbrahim, 2021’de, Suudi Arabistan tarafından altı sektörün 124 projeyi kapsayacak şekilde yatırıma tahsis edildiğini söylemişti. Yatırım maliyetinin ise milyarlarca dolar tutacağı tahmin ediliyordu. Ancak proje bocaladı.

Katar et ve hayvancılık şirketi Widam Food, tarım ve hayvancılık üretimine yönelik Doha projesi adı altında Sudan’da şube açtı. Bu şekilde Katar ve Sudan arasındaki ekonomik ortaklığın pekiştirilmesi, 480 bin dönümlük bir alanda verimli ve uygun topraklar açısından zengin olan Sudan doğal kaynaklarından Katar yatırımları için faydalanılması amaçlandı. Proje tamamlandığında, 5,6 milyar dolar değerindeki başlangıç ​​maliyetinin üç katına çıkacağı öngörüldü. Ancak bu proje de yarım kaldı.
Bir Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) şirketi ise en kaliteli hurma ağaçlarından bir milyon ağaç dikmek istedi. Böylece 10 yıl içerisinde 10 milyon hurma ağacının bulunduğu, dünyanın en büyük hurma ağacı dikim alanı kurulacaktı. Ancak bu proje de ilerlemedi.
Suudi-Sudan İş Konseyi Başkanı Mühendis Hüseyin Bahri Asharq News’e verdiği demeçte konseyin mevcut yatırımları tehlikeli kaymalardan, üretimde aksaklıklardan veya büyük zararlardan mümkün olduğunca uzak tutmaya çalıştığını söylediğinde beni hayal kırıklığına uğrattı. Krizden önce imzalanan 18 milyar dolar değerindeki projelerin, şu an Sudan koşullarında plan yapmanın zorluğu dolayısıyla askıya alınacağını da ekledi.
Fakat Subay Abbud Sudan’ı 6 sene, subay Numeyri 16 sene, subay Beşir ise 30 sene yönettiyse neyi bekliyorlar ki?
Elbette ki gerisi gelecek.
Peki bu saate kadar biz neyi bekliyoruz?
Barışı yüceltmeyi mi?