Meşal Sudeyri
TT

Bazı Müslüman komutanlar hakkında tarihten vesikalar...

Taberî’nin rivayetine göre Babil Kalesi’nin fethinden sonra Müslüman lider Amr bin As’ın kapısına gelen Kıptilerin şöyle dediği duyuldu:

“Araplar ne kadar hırpani, ne düşkünler böyle!

Bunun bir kışkırtmaya yol açacağından korkan Amr bin As, koyunların kesilip su ve tuzla pişirilmesini emretti. Komutanlara gelip önde gelen kişilere haber vermelerini istedi. Oturup Mısır halkını buyur etti.  Et ve et suyu getirildi. Müslümanlar sofranın etrafına dizildi ve Arap örfüne has bir üslupla yediler. Abaları içinde silahsız bir şekilde eti elleriyle didikleyip çorbayı içtiler.

Bunu gören yerli halk yemekten, askerleri küçümser biçimde daha da cesaretlenmiş biçimde kalktı.

Ertesi gün ordu komutanlarına önde gelenleriyle birlikte Mısır halkının yerel kıyafetlerini giyerek gelmelerini emretti ve onlar da dediğini yaptılar. Yine Mısır halkını yemeğe buyur etti. Dün gördüklerinden farklı bir şey görüyorlardı. Karşılarında Mısır’ın renklerine bürünmüş kişiler vardı. Mısırlıların örfüne göre yediler, onları taklit ettiler ve ayrıldılar. Kıpti önde gelenleri bu manzara sonrası “Neredeyse Araplar bizi kandıracaktı!” diye tepki gösterdi.

Amr b. As daha sonra askerlerine yarınki yemek için silahlanarak gelmelerini emretti ve onları takdim ettiğinde şöyle dedi:

“Arapları hırpanî ya da size uymuş gördüğünüzde kendinizi güçlü zannettiğinizi biliyorum; Bu yüzden size onların durumunu, kendi topraklarında nasıllardı, sonra sizin topraklarınızda nasıllardı ve savaşıp sizi alt ettiklerinde nasıllardı göstermek istedim; Bu onların yaşamları. İkinci gün gördüklerinizi edinmeden önce ülkenizi nasıl alt ettiklerini görmenizi istedim. Sonra üçüncü gün gördüklerinizin de ikinci günkü yaşam tarzını birinci günkü yaşam tarzına bırakmayacaklarını bilmenizi istedim.”

Amr bin As devamla yanındakilere şöyle dedi: “Allah'a yemin olsun ki, Araplar için savaş kolaydır ne zorlanır ne de diğer savaşlar gibi girdiği yeri yerle bir ederler. Bir kere ısırır, yani savaşa girişirse, onu parçalar ve hallederler.”

Müslümanları yırtık pırtık görünümlerinden dolayı küçümseyen bu sözler, hiç şüphe yok ki akıl sahibi insanların ağzından çıkmamıştır. Çünkü aklı başında insanlar yiyecek, içecek ve giyim gibi görünüşlerin savaş ve siyaset konularına bir etkisi olmayacağını bilirler. Daha çok bu meseleler pek çok millette olan avam tabakadan ve toplumsal bir etkiye sahip olanlardan çıkar. Amr bin As gibi dahi bir liderin onların seviyesine inmesi ve hastalıklarını onlara yakışan şekilde tedavi etmesi kaçınılmazdı.

Buradan anlıyoruz ki, bazı davetçilerin ve liderlerin, düşünürleri ve özel sınıfları cezbetme konusunda tasarrufları, misyonlarının başarısını etkileyen bir kusur olarak görülüyor.