Baskıcı evrelerin sonları birçok yerde benzerdir ve zalimlik, gaddarlık ve nihilizm derecelerine göre değişir. Her düşüşte, intikam olgusu, korku ve adaletsizlik içinde kaybedilen hayatları yeniden kazanma arzusu ile zalimler ve zulmedenlerle flört etme isteği bolca görülür. Yararlanan sınıfın insanları, ister köleleştirme ve zorbalık sürecine katılmaya zorlanmış olsunlar, ister bunun için yalvarmış, bunda başarılı olmuş ve sadizminden zevk almış olsunlar, suçluluk duygusu hissederler.
Ne kadar farklı olursa olsun tüm sınıflar her şeyi inkâr etmeye çalışır. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra birçok Fransız, Nazi işgalinin işbirlikçisi olmalarına rağmen yeraltı direnişinde yer aldıklarını iddia etti. O dönemde bunların en ünlüsü, iş birliğinin Fransızların iyiliği için olduğu yönündeki tüm iddialarına rağmen Fransız tarihinde emeğin sembolü haline gelen Mareşal Petain'di; bu iddia her zaman dile getirilir ama asla kabul görmez.
Şu anda Suriye ve Lübnan'da kendilerini birdenbire suçlama ve inkâr durumunda bulan bir sınıf var. Bunların büyük bir kısmının devletin varlıklarından haberdar olmamasından başka bir şey istemediğine şüphe yok. Ya da doğum tarihlerinin unutulmasını… Zira bir yerlerle bağlantınız yoksa kira kontratı imzalayamayacağınız iyi bilinir!
Bu doğal bileşenlerin ortasında zalim bir grup vardı. Kendilerine verilen gücü istismar, aşırı sefahat ve yolsuzluk için kullanan grup.
Bu tür vakaların ardından iki ses yükselir: Biri uzlaşma çağrısı yaparken diğeri cezalandırma çağrısı yapar. İlk ses daha evlâdır. Ancak affedilemeyecek ya da bağışlanamayacak bir suç türü var.
Eski Devlet Başkanı Beşşar Esed Şam'ı terk eder etmez, beklendiği gibi her şey tersine döndü. Kurbanların yakınları, Gebran Tueni ve Samir Kassir gibi büyük suikastlardan bizzat onu sorumlu tuttular. Elbette bunların hepsi ağır ve sonu gelmeyen dosyalar.
Şu anda keder ve yas içinde olan Lübnan'ın bu büyüklükte bir görevi yerine getirebilecek bir yargısı yok. Mesele onun çerçevesi içinde kalacak: Kayıp oğullarının fotoğraflarını tutan anneler ve ilk kez kalıntı arşivlerini araştırmalarına izin verilen babalar.