Gassan Şerbil
Şarku'l Avsat Genel Yayın Yönetmeni
TT

Trump'ın günü

Ortadoğu'da günler birbirinden farklıdır. Bugün de onlardan biri. Analistler yarışacak. Biri tarihi bir dönüm noktasından bahsederken, diğeri tünellerden pencerelere geçiş olduğunu ima edecek. Şüpheciler, havai fişeklerin illaki düğünün başarılı olduğu anlamına gelmediğini, asıl önemli olanın son olduğunu, kasvetli Ortadoğu’nun hem uygun hem de eksik her türlü tedaviye direnmede usta, kronik bir hasta olduğunu söyleyecek. Dünyanın bu bölgesindeki insanların savaş ve felaketlerinden şikayet ettiklerini, sonra da sözlüklerine şüphe, yastıklarına diken ektiği için barış hayaletinden korktuklarını söyleyenler de olacak.

Mesleğimiz bize umutları ve beklentileri ele alırken ihtiyatlı olmayı öğretti. Kültürümüz, anlaşmaların mürekkebi yerine nakavt edici darbeyi tercih ediyor. Ancak bu, bugün kritik bir günle karşı karşıya olduğumuz gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

Günlerdir bir kişi tüm ilgiyi kendisinde toplamış durumda. Ekranlarda hiç kimse onunla yarışamıyor. Yumruğu ve baş parmağı. Şapkası. Kravatı. Açıklamaları. Paylaşımları. Binyamin Netanyahu’yu yanına çağırdı. İsrail'in ABD'nin damarlarına pompaladıkları sayesinde savaştığını ona hatırlatmasına gerek yoktu. Onu biraz mütevazı olmaya, içgüdülerini kontrol etmeye ve özür dilemeye zorladı. Ziyaretçinin ise ülkesine sağladığı kazanımlara rağmen, anlaşma ve devletle ilgili imalar zehrini yudumlamaktan başka seçeneği yoktu. Hamas'ı da “cehennemin kapıları” ile tehdit etti ve bu nedenle Halil el-Hayye'nin Yahya Sinvar Tufanı’nı gömmekten başka seçeneği kalmadı.

O, tüm artıları ve eksileriyle Donald Trump’tır. Oynuyor. Manevra yapıyor. İlerliyor. Geri çekiliyor. Şut çekiyor. Iskalıyor. Düzeltme yapıyor. İnat ediyor. Dönüyor. Ve dünya onun paslarını ve sürprizlerini takip ediyor. Bazı şutları isabetli olmasa da o uluslararası arenanın Ronaldo'su. Hollywood yıldızlarından daha heyecan verici. Endişelendirir ve güven verir. İstediği fırsatları düğüne dönüştürme yeteneğine her zaman sahiptir. Meydan okuma kılıcını savurur. Sonra bir anlaşma yapar. Maksimum taleplerde diretiyormuş gibi yapar. Sonra daha azını kabul eder.

Uyanır ve dünya saatini Başkan'ın ruh haline göre ayarlar. Bir tweet borsayı sallamaya ve titretmeye yeter. Ateşli bir açıklama kaygı uyandırmaya yeter. Çin İmparatoru'yla flört eder ve onunla görüşmek için can attığını deklare eder, sonra onu cezalandırarak bir ticaret savaşı başlatır. Sık sık illüzyon adamı ve illüzyon satıcısı olduğu söylenir, ancak kendi ağırlığını ve ülkesinin ağırlığını ortaya koyduğunda fark yaratır.

Üslubu kafa karıştırıcı belirsizliği apaçık bir netlikle birleştirir. Bu ruh hali değişken kaptanın yönünü tahmin etmek zor. Bir gün zor bir karar alır ve İran ile nükleer anlaşmayı yırtar. Başka bir gün, seleflerinin yanına yaklaşmaya bile cesaret edemediği bir karar alır; Irak'ta Amerikan güçlerine kan kaybettiren, dört haritaya füze, para ve tüneller pompalayan General Kasım Süleymani'nin öldürülmesi talimatını verir. Beyaz Saray'a döndüğünde, İsrail uçaklarıyla birlikte İran’ın nükleer tesislerini bombalamak için uçaklar gönderir ve İran'ın bölgedeki konumunu zayıflatmaya katkıda bulunur. İkna olduğunda zor kararlar almaktan çekinmez. Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile el sıkıştı ve yaptırımları kaldırdı, Direniş Ekseni’nin Suriye arenasındaki kaybını pekiştirdi.

Tökezler ve öfkelenir, ancak hayal kırıklığına uğramaz. Ukrayna'dan başlayarak barış elçisi imajını pekiştirmeyi umuyordu. Zelenskiy'i çağırdı ve ona aşırı sert davrandı. Kremlin'in efendisi olan arkadaşına büyük bir hediye sundu, ancak arkadaşı buna kanmadı. Vladimir Putin, Binyamin Netanyahu değil. Rusya da İsrail değil. Rus ordusu ABD ile rekabet etmek için tasarlandı, düğünlerinde dans etmek için değil. Ancak Putin, savaştan çekilme zamanının geldiğini hissettiğinde sonunda ona ihtiyaç duyacak. Putin de önemli bir aktör, ancak Ukrayna savaşı dünyasını ve hareket alanını küçülttü. Fransa, İngiltere veya Almanya'yı ziyaret etmiyor. Mao'nun ülkesi yeterli değil, Kim Il-Sung'un torununun ülkesi de. Yüzyılın başında bir yıldız olarak yükseldi. Rusya Federasyonu'nu yeniden kurdu ve Batı, bir ortak bulduğuna inandı. Ama Ukrayna savaşı onun halesini çaldı. Trump da ona yönelik ilgiyi çaldı.

Şimdi Trump'ın günü. Yardımcıları onu övmekten asla vazgeçmiyor. “Amerikan tarihinin en büyük başkanı” olduğunu, “imkansızı mümkün kıldığını” ve selefleri döneminde zayıflayan Amerikan devini yeniden canlandırdığını söylüyorlar. Doğrusu sahneyi değiştirme yeteneğini inkar etmek de mümkün değil. İsrail uçakları Gazze'deki evlere ve çadırlara suikast düzenlemeyi bıraktı. Sınır kapıları açıldı. Yardımlar girdi. Rehineler ve cesetler, esirlerle takas edilerek geri dönecekler. İsrail ordusu kararlaştırılan hatta çekildi. Trump, kendisini güvence ve yara bantları dağıtıcısı olarak sundu.

Gazze'deki savaş dosyasını yeniden okudu. Zorla göç ettirme yok, Riviera yok ve Batı Şeria'nın ilhakı yok. Bunun karşılığında Hamas, cephaneliğinden ve tünellerinden vazgeçerek Gazze'nin yönetimini başkalarına bırakıyor. Filistin Ulusal Otoritesi’nin rolü, gerçekleştireceği reformlara bağlı. Barış harekâtı, devletleşmeye giden bir yola açık kapı bırakıyor. Trump, savaşan tarafların yorgunluğundan ve Suudi Arabistan ve Fransa’nın girişimiyle Filistin devletini tanıma tufanından faydalandı. Ayrıca İsrail'in yaşadığı uluslararası izolasyondan da faydalandı ve Netanyahu'ya İsrail'in tüm dünyayla savaşamayacağını söyledi.

Mesele kolay değil. Şeytan genellikle yuvalarını ayrıntılarda kurar. Bu, sürekli bir Amerikan liderliğini ve öfkeli başların dizginlenmesini gerektiriyor. İyi liderlik, ortakların ve arabulucuların tavsiyelerini dinlemek, uluslararası şemsiyenin devamlılığını sağlar.

Şimdi Trump'ın günü. Şarm el-Şeyh zirvesi bölge halkını ve ötesindekileri ilgilendiriyor. Bugün sahneyi anlamak ve mesajları yakalamak için ekranlar olmazsa olmaz. Bu hem devlet başkanları hem de fraksiyonların liderleri için geçerli. Bu tıpkı Hizbullah lideri gibi, Haşdi Şabi liderini de ilgilendiriyor. Tıpkı Halil el-Hayye gibi Abdulmelik el-Husi’yi de ilgilendiriyor. Bu, Ortadoğu'nun sınırlarını yeniden çizme girişimi ve önemli olan oyunun sonu.

Knesset'ten Şarm el-Şeyh zirvesine kadar Trump dosyalarda ve haritalarda iz bırakıyor. Şimdi Trump'ın günü.