Suudi Arabistanlı Sosyolog Saad el-Suveyyan'ın “Yanlışlıkla Yayımlanan Makaleler” başlıklı en anlaşılır ve en derin kitaplarından birini hatırlıyorum. Kitap, Arap Yarımadası'nda, özellikle de orta ve kuzey bölgelerinde, benlik ve çevre hakkında açık ve derin yeni okumalar içeriyordu.
Bu şeffaf, keyifli ve dürüst kitap, Irak Merkez Bankası'nın, Lübnan Hizbullahı ve Yemen Husi milislerini mali yaptırımlara tabi terör örgütleri arasında listeleyen resmi bir Irak açıklamasına ilişkin yorumunu okurken aklıma geldi. Irak Merkez Bankası, iki örgütün listeye “yanlışlıkla” dahil edildiğini belirtti.
Mesele özetle şöyle; Irak’ın resmi gazetesi el-Vakai'ye göre resmi Terör Fonlarını Dondurma Komitesi, Lübnan Hizbullahı ve Yemen Husi milis grubunu da içeren diğer 24 örgütün yasaklı terör örgütleri olarak tasnif edilmesi ile ilgili bir genelgeyi kabul etti.
Iraklılar ve hatta haberi duyan Irak dışındaki herkes şaşkına döndü ve “Irak'ın karar alma mekanizması İran hegemonyasından kurtulup bu adımı mı attı?!” diye sordu.
İran’a bağlı -ya da bazıları rencide olmasın diye İran destekçisi diyelim- örgütler ve milis grupları, Irak hükümetini ve yakın zamanda seçimlerde bloğu Irak meclisinde en fazla sandalyeyi kazanan Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'yi hedef almak için harekete geçtiler.
Örneğin, İran yanlısı bir milis grubu olan Nuceba Hareketi'nin Siyasi Konsey Başkanı Ali el-Esedi, bu tasnifi “ihanet” olarak nitelendirdi ve hükümetin “Irak halkını temsil etmediğini” söyledi.
Ancak Sudani'nin ofisi, soruşturma başlatıldığını duyurarak açıklamayı hemen yalanladı. Listeyi hazırlayan ve resmi gazetede yayımlayan komite de açıklamanın “kontrol edilmeden” yayınlandığını belirtti.
Al-Arabiya/el-Hadath kaynaklarına göre Lübnan Hizbullahı, Irak'ta terör örgütü olarak tasnif edilmesi sebebiyle kopan gürültüden hoşnutsuz ve Bağdat'tan sorumlulardan hesap sormasını talep etti.
Bu karışıklık, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Michael Rigas'ın Iraklı ortakları “İranlı milisleri zayıflatmaya ve Iraklıları ve Amerikalıları tehdit etmelerini engellemeye” çağırmasından sadece bir gün sonra yaşandı.
Tüm bu yaşananlar, Irak Başbakanı'nın (Sudani veya bir başkasının) Amerikan ve İran kutupları arasındaki karmaşık etkileşimi idare etmede, sınırlı manevra alanına sahip olduğunu gösteriyor. İran ve ABD arasındaki büyük çatışmanın önümüzdeki aşamalarda daha da hız kazanacağı, İsrail ve İran arasındaki 12 günlük savaş sırasında ABD'nin İran nükleer tesislerine düzenlediği stratejik hava saldırılarının, hikayenin tamamı değil, daha büyük hikayenin sadece bir bölümü olduğu göz önüne alındığında, er ya da geç yapılacak nihai seçim anı yaklaşıyor.
Karardan dolayı öfkelenenin, buna karşı protestosunu dile getirmek, tutum değişikliği ve sorumlulardan hesap sorulmasını talep etmek için Irak tarafıyla temasa geçenin Lübnan Hizbullahı olması dikkati çekiyor. Peki, ya Husiler? Onun da öfkelenip hesap sorulmasını talep etme hakkı yok mu?
Bu paradoks, Lübnan Hizbullahı'nın, Irak'taki Arap ve Acem köktendinci siyasi yapının ayrılmaz ve organik bir parçası olduğunu ortaya koyuyor. Hizbullah bu metnin temel unsuru, Husiler ise yalnızca bir dipnottur.