Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

DEAŞ'ın pençeleri hâlâ tırmalıyor

DEAŞ kurtları tarafından gerçekleştirilen Sydney sahilindeki şok edici saldırı, sadece Avustralya veya arkasındaki Batı'yı değil, tüm dünyayı hedef alan gerçek bir tehlikeyi ortaya koyuyor. Ve tüm dünya dediğimizde, İslam dünyası bu tehlikenin ön saflarında yer alıyor.

Gerçek şu ki, DEAŞ saldırıları serisi hiç durmadı, ancak izleyenlerin ve yazanların kameraları ve kalemleri, belirsiz nedenlerle bu tehlikeyi takip etmeyi ve teyakkuz halini korumayı ihmal etti.

Gerçekleştirilmeden önce engellenen bu saldırılardan bazıları, medyatik açıdan Sydney saldırılarını bile aşabilirdi. CIA'nın gerçekleşseydi önemli can kayıplarına yol açabileceğini söylediği, Viyana'da şarkıcı Taylor Swift'in konserine yönelik engellenen plan da bunlardan biri.

ABD Dış İlişkiler Konseyi'nde terörle mücadele ve iç güvenlik uzmanı olan Bruce Hoffman, Konsey tarafından yayınlanan ve bu gazetenin de alıntıladığı raporunda, 11 Eylül 2001 saldırılarının 25. yıldönümüne yaklaşırken bile DEAŞ'ın ve hem DEAŞ hem de el-Kaide'nin benimsediği cani ideolojinin yarattığı tehdidin devam ettiğini belirtti. DEAŞ’ın halifelik ilan edip Suriye ve Irak'ın bazı bölgelerini ele geçirmesinin ardından, 90 ülkenin katıldığı bir koalisyonun DEAŞ'ı yenmesi beş yıl sürdü.

Peki, DEAŞ bu sürekli ve gelişen yeni katil yetiştirme kapasitesine nasıl sahip? İstihbarat uzmanları, yaşadığımız dünyada DEAŞ’ın paralel bir dünyası olduğunu söylüyor. İngiltere'nin iç istihbarat teşkilatı MI5'in Başkanı Ken McCallum, bir süre önce bu kapasite konusunda uyarıda bulunarak şunları söylemişti: “Terörizm, her türlü zehirli ideolojinin bireylerin çoğu zaman altüst olmuş ve kaotik yaşamlarıyla kesiştiği internetin karanlık köşelerinde gelişir.”

İngiliz istihbarat başkanının da belirttiği gibi, bu DEAŞ propagandasının içeriği internetin bu karanlık köşelerinde analiz edilmelidir, çünkü DEAŞ herkesi hedef alıyor. “DEAŞ tehdidi sadece Batı dünyasına yönelikken bizi neden ilgilendirsin ki?” gibi kurnazca iddialarda bulunanlara karşı da dikkatli olmalıyız. Bu, güçlü şekilde karşı konulması gereken bir saçmalıktır.

Peki, bu DEAŞ propagandasının dijital dünyadaki içeriğini ve neden dünyanın dört bir yanından her milletten inananı kendine çektiğini cesur ve bilimsel bir şekilde anladık ve analiz ettik mi?

Bu görev, boş propaganda sahiplerinin değil, araştırmacılar ve uzmanların, söylemleri analiz edecek ve DEAŞ propagandasına kapılanların motivasyonlarını anlayacak uzmanların görevidir.

Son söz; DEAŞ dünyanın kapılarını tırmalamaya devam ediyor.