Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Gamari: Husiliğin özü

Yemen'in başkenti Sana'nın güneyindeki önemli Hadda bölgesine düzenlenen şiddetli İsrail saldırısından hemen sonra Husiler, örgütün “önemli” liderlerinden herhangi birinin saldırıda öldürüldüğünü yalanladı.

Başbakan ve bazı “sıradan” bakanların öldürüldüklerini açıkladı, ancak doktrin ve savaşçı liderlerin, özellikle de Husi Genelkurmay Başkanı Muhammed Abdulkerim el-Gamari’nin ölüm haberlerini örtbas etti.

Bugün, saldırıdan iki aydan fazla bir süre sonra, Husi örgütü Gamari, oğlu ve bazı korumalarının öldüğünü ilan etti. Yerine aynı “özel” gruptan Yusuf el-Medeni’nin atandığını duyurdu.

Güvenlik ve askeri konularda uzman Defense Line web sitesine ve Al-Arabiya'nın bir haberine göre Gamari, 19 Ağustos'ta Sana'da konvoyuna düzenlenen bir İsrail hava saldırısında ağır yaralandı. Saldırıda bir bacağını kaybetti ve birkaç gün sonra da yaraları sebebiyle hayatını kaybetti.

Bazı yorumcular ve gözlemciler, Husi örgütünün, özellikle önemli kayıpları konusunda, bir yandan yeni durumunu düzenlemek, diğer yandan da muhalif ve düşmanlarını kendisinin bu kaybıyla “övünme” fırsatından mahrum bırakmak ve daha da önemlisi, bu kayba karşı acil adımlar atmalarını engellemek amacıyla inkâr ve yalanlama taktiğini benimsediğini söylüyorlar.

İlginç olan, Gamari ve beraberindekilerin öldürülmesinden bu yana, Husilerin, ölümünü inkâr etmek amacıyla Gamari'ye atfedilen yazılı açıklamalar yayınlaması.

Peki, Gamari kimdir ve Husiler neden ölümünü gizlemeye gayret etti?

Gamari, Yusuf Medeni, Ebu Ali el-Hakim, Hamza el-Husi, el-Şami ve diğerleri gibi örgütün beyni. Bunlar ideolojik, askeri ve güvenlik açısından İran Devrim Muhafızları ve Lübnan Hizbullahı uzmanları tarafından eğitildiler. Çoğu, Humeyni ideolojisinden beslenmek için erken dönemde İran ve Lübnan'a gitti.

Gamari -veya kod adıyla Haşim- aynı zamanda, İran ve Lübnan'daki Devrim Muhafızları ve Hizbullah profesörlerinden edindiği iyi (!) bilgisi ile daha önce Suudi Arabistan ve BAE'yi hedef alan balistik füzeler ve insansız hava araçlarından sorumlu liderlerden biriydi.

Bu bilgiler, Husi hareketinin omurgasını oluşturan bu gruba daha yakından bakmanın kapısını açıyor; bunların çoğu Saada, Hacca, Amran, Zimar ve Sana'dandır. Bunlar, önce Carudi, sonra Husi-Humeyni ideolojik bağlarıyla ve çoğunlukla Haşimi aile bağlarıyla birbirlerine bağlıdırlar.

Bu grup doktrinin deposu ve yayıcısı, örgütün merkezi ve fanatikliğin kaynağı, para ve silah deposu, silahı ve dilidirler. Kısacası, Husiliğin özüdürler.

Geriye kalan binlerce takipçiye ve ayaktakımına güvenilemez. Onlar her zaman olduğu gibi, mezhepleri ne olursa olsun, paraya ve silaha sahip oldukları sürece sahadaki güçlülerle birliktedirler!