İsrail, Hizbullah ve Lübnan'ın krizlerisrail ordusunun Hizbullah'ın Güney Lübnan'da “savaş kabiliyetlerini yeniden kazanmaya” çalıştığı yönündeki suçlamalarına rağmen, askeri ve saha gerçekleri Hizbullah’ın İsrail ile sınır bölgesindeki savaş kabiliyetlerinin önemli ölçüde gerilediğini gösteriyor. Askeri raporlara ve haberlere göre, Hizbullah şu anda siyasi karizmadan yoksun Genel Sekreteri Naim Kasım başta olmak üzere zayıf bir liderlikten muzdarip. Ayrıca, İran'dan gelen dış fonların azalması, uluslararası yaptırımlar ve destek tabanında bir güven kriziyle karşı karşıya.
Hizbullah'ın askeri kabiliyetlerini yeniden kazanması varsayımı, Tel Aviv tarafından “İsrail'in güvenliğine doğrudan bir tehdit” olarak değerlendiriliyor. Ancak gerçek şu ki, özellikle Kasım'ın ateşkes anlaşmasının açık bir ihlali olan tekrarlanan İsrail hava saldırılarına yanıt olarak sertleşen söylemlerinin gölgesinde, İsrail operasyonlarıyla Lübnan'ın iç koşullarını istikrarsızlaştırmaya çalışıyor.
Hizbullah, kendi destek tabanı içinde bile derin bir bölünme yaşıyor. Buna ilaveten kendi içinde de Hizbullah’ın silahının bölgesel vekalet çatışmalarında kullanılmasını reddeden muhalif sesler yükseliyor. Bu muhalif sesler, bunu Lübnan’ın iç işlerine açık bir müdahale ve Lübnan üzerinde hiçbir şekilde kabul edilemez bir vesayet kurma girişimi olarak görüyor.
Lübnan'ın sıkıntıları, Hizbullah ve silahı aracılığıyla gerçekleşen dış müdahaleyle başlıyor. Buna bir de iç krizleri ekleniyor; kaynak kıtlığı, enflasyon ve önceki hükümetlerin hem dış müdahaleler hem de elitlerin beceriksizliği nedeniyle yaşadığı başarısızlıklar. Yani bunlar, İsrail'in Gazze'de olduğu gibi Lübnan'daki sivilleri hedef alan füzelerinden ve bombalarından önce Lübnan’ın sıkıntılarının nedenidir. İsrail’in ise her iki durumda da bahanesi hazırdır: Gazze'de Hamas, Lübnan'da Hizbullah.
Lübnan hükümeti, silahları özellikle de Hizbullah’ın silahlarını devletin elinde toplamaya yönelik bir yasayı onayladı, ancak Hizbullah “direniş”i gerekçe göstererek bu yasaya uymayı reddetti. Bu durum Lübnan hükümetini sıkıntıya sokarken, Hizbullah silahının devletin kontrolü dışında kalmasında direttiği sürece hükümete destek sağlamayı reddeden ABD ve Batı baskısının artmasına yol açtı. Hizbullah ise yalnızca Lübnan ordusunun Litani Nehri'nin güneyine konuşlandırılmasına onay verdiğini, silahını korumakta ısrarcı olduğunu açıkladı.
Lübnanlı ulusal seçkinler, yeni vesayet biçimleri dayatma girişiminin, tüm ulusal ve egemenlik gerekçeleriyle kabul edilemez olduğuna inanıyor ve bunu, herhangi bir ülkenin kendi iç işlerine müdahaleyi reddeden bağımsız bir devlet inşa etmesinin başlangıç noktası olarak görüyor. Lübnan egemenliği, yabancı etkisinden kurtuluş ve Lübnan'ın iç işlerine yabancı müdahalenin ortadan kaldırılması, Lübnan halkının hakkıdır. Benzer şekilde, Hizbullah'ın büyük başarısızlığından ve “silahlı Hizbullah” ve sınır ötesi füzeleri mitinin çöküşünden önce dayattıklarından kurtulmak da Lübnanlıların hakkıdır. Hizbullah’ın silah ve füze miti çöktü dedik, çünkü füzeleri daha kendisini savunmak için bile kullanılamadan depolarında iken hedef alınarak imha edildi. Bu durum, Hizbullah liderlerinin, özellikle de merhum Hasan Nasrallah'ın, ellerindeki silahı kullanabilecek liderler değil, Lübnan'daki silah depolarının bekçilerinden ibaret oldukları gerçeğini ortaya çıkardı.
Lübnanlıların Hizbullah'ın hakimiyetini reddetmesi, geçmişte Beyrut şehir merkezinde düzenlenen ve Riyad el-Sulh Meydanı çevresinde çatışmalara yol açan gösterilerde de dile getirilmişti. Bu gösteriler, hükümetin yetersizliği, meclisin başarısızlıkları ile aşırı enflasyon ve aşırı yoksulluk gibi vatandaşların sorunlarının ihmal edilmesi göz önüne alındığında, Lübnan halkının, ülkesinin Hizbullah'ın çıkarı için özelleştirilmesini reddettiğinin altını çiziyordu. Lübnan’da aşırı enflasyon ve yoksulluğun yeniden dengelenmesi gerekiyor; aksi takdirde, yoksulluk, açlık ve hastalık hayaleti öfke kılıcıyla belirecek ve Lübnan halkının önündeki tüm putlar devrilene kadar durmayacaktır.
Lübnan'daki acı, hükümetin finansal kaynak kıtlığıyla başa çıkamaması ve enflasyonla mücadele edememesinin yanı sıra, dolar spekülatörlerinin yerel para birimini zayıflatmak, hükümeti zor durumda bırakmak ve tam anlamıyla güçsüz göstermek için para birimini manipüle etme girişimlerinden kaynaklanıyor.
Lübnan krizi yeni değil ve mevcut, güçsüz hükümet tek başına bunun sorumlusu değil. Çünkü hükümetin kendisi, blokların ve partilerin bakanlarından oluşan bir koalisyon ve bu bakanların çoğunu Başbakanı seçmedi; aksine, kotaya dayanan bir paylaşım sonucunda göreve geldiler. Dolayısıyla başta Şii İkilisi’nin bakanları olmak üzere, birleşik bir hükümetin parçası olarak değil, partilerinin temsilcileri olarak hareket ediyorlar.
Lübnan'ın krizleri, temel taşı bu olsa da yalnızca silahlı bir Hizbullah’a indirgenemez. Bunlar birikmiş krizler dizisidir. Bu dizinin başında da devlet içinde devlet gibi hareket eden, hatta bölgesel çatışmalara savaşçılarıyla birlikte katılan Hizbullah milis grubu geliyor. Hizbullah ayrıca silahlarını bırakmayı, silahlı bir milis gücü değil, siyasi bir parti gibi hareket etmeyi de reddediyor.