Abdullah Raddadi
Suudi araştırmacı ve ekonomi uzmanı
TT

Altyapı ve özel sektör

Bugün gelişmiş dünyamızda 800 milyondan fazla insan elektrikten yoksun, iki milyardan fazla insan güvenli içme suyuna erişim garantisi olmadan yaşıyor, seyahat ve ulaşıma uygun yolların bulunmaması nedeniyle dünyanın dört bir yanında binlerce köyün çevre şehirlerle bağlantısı kesik. Bu ve diğer rakamlar, dünya genelinde altyapıların durumunun dikkate alınması gerektiğini gösteriyor.
Altyapı konusu, gerek G7 gerekse G20 toplantılarında sürekli bir şekilde dünya liderleri arasında tartışılsa da rakamlar, altyapı projelerinin büyümesinin iyileşmediğini gösteriyor. Aksine rakamlar, altyapıya ayrılan bütçelerdeki açığın 2040 yılına kadar 15 trilyon doları aşabileceğine işaret ediyor. Bu açığın yarısından fazlası yol projelerini kapsarken geri kalanı içme suyu, enerji, iletişim ve demiryolları projeleri arasında dağılıyor. Bu açık ve küresel hükümetlerin altyapı talepleriyle baş edememesi göz önüne alındığında, altyapıya yatırım alanında hükümetler ve özel sektör arasında ortaklık fikri öne çıkıyor.
Özel sektör, altyapı projeleri genellikle hükümetler tarafından uygulandığında görülen israfın boyutunu etkili bir şekilde azaltarak projeleri yönetmek gibi kabiliyetleri sayesinde hükümetlerin çeşitli yanlardan altyapı projelerini gerçekleştirememesine karşı uygun bir çözüm oluşturmaktadır. Özel sektör ayrıca günlük operasyonları yönetmekte de hükümetlerden daha iyidir. Buna ek olarak, özel şirketler, devlet kurumlarına göre pazar konusunda daha bilgili ve kendisini sürekli takip ettiklerinden yüksek teknolojili projeleri uygulama konusunda devletten daha yeteneklidir.
Ancak, bu tür projeler hükümetlerden de farklı bir çaba gerektirir. Projenin kaynaklarının, risklerinin, bununla ilgili sorumlulukların ve teşviklerin tanımlanması, hükümetlerin birincil rolüdür. Özel sektörün altyapı projelerini üstlenmedeki isteksizliğinin belki de en büyük nedenlerinden biri de riskin tamamını üstlenmesidir. Pek çok hükümet, projelerin tüm sorumluluğunu, ekonomik uygulanabilirliğini zayıflatabilecek riskleri özel sektöre yüklüyor. Keza hükümetin bu projeler için güvenceler sunmaması da özel sektörün maliyetlerini artırıyor. Uzun uygulama süreleri ve uzun vadeli ekonomik getirileri nedeniyle altyapı projelerinin finansman maliyetinin genellikle yüksek olduğu biliniyor. Ama bu projeler devlet tarafından hayata geçirildiğinde, devlet kredileri düşük risk oranına sahip olduğu için genellikle finansman maliyeti düşüyor. Projeyi uygulayan özel şirket olduğunda ise risk oranı keskin bir şekilde yükseldiği için finansman maliyetini de yükseltiyor. Bu nedenle, devletin bu projelere vereceği garanti, bu projelerin ekonomik uygulanabilirliğini artırmak için son derece önemli.
Bu yüzden, altyapı projelerinin özel sektörün yatırımına hazır hale getirilmesi, bu projelerin önündeki en büyük engellerden biridir. Özel sektör - uzun vadeli projelere yatırım yapmak istese de- bu projelerin iyi bir şekilde planlandığından, başlamadan önce sorumlulukların, teşviklerin ve risklerin adil bir şekilde dağıtıldığından emin olmak ister. Birçok özel şirketin altyapı projelerini karlı görmediği aşikar. Nitekim, bu sektöre yapılan yatırım oranı şu anda %2 ila %3 arasında değişiyor. Bu, küresel ekonominin toplam boyutunun %0,1'inden daha az.
Şirketlerin altyapıya yatırım yapması, altyapıdaki artan küresel talebe en iyi çözüm olabilir. Hükümetler de özel sektörün yardımını almadan bu talebi karşılayabilecek gibi görünmüyor. Burada sorun sadece hükümet bütçelerinin bu projeleri uygulamakta yetersiz kalması değildir. Bu projelerin aynı zamanda özel sektör için de yatırım olarak gerçek fırsatlar oluşturmasıdır. Böyle yatırımların başarılı örnekleri çoktur. Birçok şirket benzer karlı projeler yürütmüştür. Bu başarılı modellerden biri de, bir yol inşaatı projesini üstlenen şirketin yolu tamamlamasından sonra kendisini uzun yıllar işletme veya bu yolun geçtiği arazilerde yatırım yapma hakkı elde etmesidir. Bu projeler aynı zamanda özel sektörü hükümetin stratejik bir ortağı yaparak ona katma değer sağlamaktadır. Ona ayrıca geleneksel, son derece rekabetçi yatırımlardan uzak, yeni bir yatırım alanında çalışma fırsatı vermektedir