Mustafa Fahs
TT

Lübnan... Hochstein’ın çoğunluğu

Hizbullah'ın Lübnan parlamentosu başkanı adayı Nebih Berri, güç bela yedinci kez parlamento başkanı oldu. Ancak, Berri'nin bu seferki zaferi daha çok gizlice planlanan bir şeye benziyordu. Berri’nin ve yardımcısının aldığı oylar, sponsoru ve iktidardaki ortağı Hizbullah’tan ayrılma oyununda kullandığı ve 30 yıldır iddia ettiği ulusal kılıftan sıyrıldığını gösteriyor. Parlamento başkanı, başkan yardımcısı ve parlamento sekreterliğine oy veren kırılgan çoğunluk, ‘17 Ekim’ sonrası cumhuriyette parlamentonun yolunun engebeli hale geldiğini çok iyi biliyor. Daha kapsamlı bir şekilde konuşacak olursak, 15 Mayıs'tan sonraki Lübnan siyasi hayatı eskisi gibi değil. 65 milletvekilinin çoğunluğu, açık ve aynı zamanda hakim azınlığa daha yakın. Bu nedenle Lübnan Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana en zor olacak bir dönemde tüm sorumluluğu üstlenmeleri gerekiyor.
Gelecek parlamentoda azınlık olan taraf, temel anayasal istihkakları engelleme gücüne sahip çoğunlukmuş gibi davranıyor. İlk oturumda yaşananlar, her kesimiyle muhalefetin, iktidardaki yasama erkinin seçimlerini örtbas etmeyi reddettiğini ve gelecekte yürütme kararlarıyla mücadele etmeye hazırlandığını ortaya koydu. Bu nedenle, ya yakında ülkenin işlerinin aksamasına ve hükümet ve başkanlıkta boşluk oluşmasına sebep olacak siyasi bir çatışma olacak ya da çoğunluk, toplumsal bir kaos ve iç ayaklanma ile sonuçlansa da yüzleşme seçeneğine gidip uygun olacak şekilde anayasal boşlukları dolduracak.
Üçlü otorite (Hizbullah, Emel Hareketi ve Avn Hareketi) girişimin büyük bir kısmını kaybettiklerinin farkındalar. Ancak yine de güç kartlarını saklıyorlar. Hizbullah’a sıkıntı yaratmasına rağmen ceplerinde kârlı bir kart var. Parlamento içindeki mevkilerin dağılımını yakından inceleyenler, bunların sadece parlamenter blokların büyüklüğü tarafından dayatılan ittifakların sonucu olmadığını anlayacaktır. Nebih Berri, Cibran Basil ve Hizbullah, iç kesimle açık bir çatışmaya hazırlanıyor ve dışarıdan güç almaktan başka çareleri yok. İkiliyi (Berri-Basil) kendileri için kritik olan bir anda bir araya getiren şeyin, İsrail ile deniz sınırlarının belirlenmesi meselesi olduğu aşikar. Bu, Washington'un ilgilendiği ve Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları mücadelesinde stratejik öncelik olarak gördüğü bir kart. Zira Ukrayna'nın işgalinden sonra Batılı ülkelerin Rus enerjisine olan bağımlılıklarını azaltma projesi kapsamında Doğu Akdeniz’deki kaynaklar acil bir gereksinim haline geldi. Bu nedenle büyük olasılıkla iki taraf da, ABD’nin baskısını hafifletmek ve Cibran’ı siyasi olarak yeniden ayağa kaldırıp Berri’nin sessiz bir şekilde emekli olmasını sağlama fırsatı için bu karta bahis oynayacak.
Deniz sınırının çizilmesinden sorumlu ABD Dışişleri Bakanlığı Enerji Güvenliği Danışmanı Amos Hochstein Beyrut'a dönecek. Parlamento Başkanı Nebih Berri'den tutun Milletvekili Cibran Basil'e kadar sınır belirleme dosyasıyla ilgilenen karar alıcılarla görüşmelerine devam edecek. Bu sefer iflas etmiş bir cumhuriyette iktidar çoğunluğunun temsilcileri sıfatıyla aralarına Parlamento Başkan Yardımcısı İlyas Bu Saab da katılacak.
İki devleti temsil eden taraflı arabulucu Hochstein, Lübnanlı müzakerecilerinin durumunu çok iyi biliyor. Lübnanlıların anayasal meşruiyetini yenileme bahanesiyle onlarla Lübnan'ın zenginliği ve sınırları ile kendi çıkarları ve siyasi gelecekleri arasında takas yapmaya hazırlanabilir. Öte yandan bu üçlü, siyasi ve stratejik gerçekçilik kisvesi altında, hayati kararlar alıp bunları uygulayabilecek, hatta Lübnanlılara dayatabilecek ve petrol gelirlerine acil ihtiyacı olan Lübnanlılara şantaj yapabilecek tek taraf oldukları algısı oluşturarak bu kartı kullanacaklar.
Dolayısıyla Baabda Sarayı'nın seçimlerden önce 23. deniz hattının müzakeresine ve 29. hattan karşılıksız bir şekilde vazgeçilmesine ilişkin yayınladığı açıklamanın, ABD ve İsrail için bir iyi niyet göstergesi olduğu göz ardı edilemez. Bir de buna Cibran Basil'in İsrail oluşumuyla barış yapmaktan bahsetmesi ekleniyor. Bu, müzakereleri vazgeçilen noktadan tamamlamaya hazır olunduğunun açık bir duyurusudur. Bu, bazı ABD’li diplomatların muhalefete yönelik açıklamalarını ve muhalefetin kazanma kabiliyetini sorgulamasını açıklayabilir. Çünkü anlaşmayı hangi tarafın tamamlayabileceğini çok iyi biliyorlar.