Emir Tahiri
İranlı gazeteci-yazar
TT

İran ve dolar laneti

İran hiperenflasyona mı gidiyor?

Tahran’daki karar vericiler birkaç ay öncesine kadar, bu konuyu İran’daki rejime karşı bir başka ‘Siyonist komplo’ olarak nitelendiriyorlardı. Ancak şimdi, yıllık enflasyon eğrisi 100 eşiğine doğru ilerlerken, Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney bile endişelerini dile getirerek ‘birinin bu konuda bir şeyler yapmasını’ talep etmek zorunda kalıyor. Peki, harekete geçmesi gereken kişi kim? Ve ne yapılmalı?

Dini Lider “Daha fazla mal ve hizmet üretmeyi başarırsak, bu fiyat artışını durdurur” diyerek bu soruya zaten cevap vermeye çalıştı. Başka bir deyişle; Dini Lider, mevcut enflasyonist girdabın tamamen ekonomik sebepleri olduğunu düşünüyor. Bu bir dereceye kadar mantıklı. İran’ın petrol geliri, 2018’den bu yana yüzde 60’tan fazla arttı. Bu noktada ABD Başkanı Joe Biden’ın İran’a uygulanan yaptırımları hafifletme kararı etkili oldu. Bunun arkasında kısmen, Çin’in benzeri görülmemiş indirimlerle verilen daha fazla ucuz İran petrolünü satın alması yatıyor.

Ancak diğer mollalar, oldukça ihtiyatlı bir şekilde de olsa bu konuda Dini Lider ile aynı fikirde değiller.

Kutsal Kum kentinden büyük bir alim olan Ayetullah Muhammed Taki el-Müderrisi, fiyatların kontrolsüz bir şekilde artmasından bazı İranlıların ‘günahkâr davranışlarını’, yani zorunlu ‘başörtüsü’ kuralına uymayan kadınları sorumlu tutuyor. Kum İslami İlimler Havzası, İran’ın ekonomik sorunlarının temel nedeni olarak ‘gittikçe artan manevi eksikliğe’ büyük pay veriyor ve İslam Cumhuriyeti’nin kurucu babası ‘İmam’ Ruhullah Humeyni’nin öğretilerine dayalı ‘şeri çözümler’ teklif ediyor.

Çökmekte olan İran ekonomisini kurtarmak için İslami İlimler Havzası tarafından sunulan ‘şeri çözümler’ teklifini görmezden gelelim. Ancak o zaman bile, ortaya konulan ekonomik tanılar ihtiyacımız olan tüm cevapları sağlamayabilir. Bugün İran’daki enflasyonist kriz, ekonomik olmaktan çok politik bir yapıya sahip olabilir.

Başka bir deyişle, bugün İran’da gördüğümüz şey, Weimar Cumhuriyeti'ni vuran veya farklı bir bağlamda bakacak olursak, 1960’lar ile yeni yüzyıl arasında birçok Latin Amerika ülkesini vuran hiperenflasyonist krizlere benzemiyor. Bu örneklerin hemen hepsinde, çöküşe giden ekonomi, toplumun gıda ve enerji gibi asgari gereksinimlerini karşılayamazken, devlet banknot basıp dağıtarak talebi artırdı.

Ancak İran, gıda üretiminde kendi kendine yetinmeye devam ederken, bol miktarda enerji kaynağına sahip. Buna rağmen hem gıda hem de enerji fiyatları yükselmeye devam ediyor. Bu tuhaf bir bilmece mi? Neler olup bittiğine yakından bakarsak, ille de böyle değil. İran ekonomisinin içler acısı durumu ve yoksul İranlıların sayısını her yıl ortalama yüzde 10 artıran enflasyon, İran’ın normal bir ülke olarak çıkarlarından önce hakim ideolojinin çıkarlarını öne koyan siyasi bir stratejiden kaynaklanıyor.

Dini Lider’in defalarca vurguladığı gibi, bu strateji iki ana hedefe ulaşmayı hedefliyor: ABD’yi Ortadoğu’dan veya Hamaney’in Rus siyasi sözlüğünden ödünç aldığı deyimiyle ‘Batı Asya’dan kovmak ve İsrail’i dünya haritasından silmek. Bu hedeflerin peşinden koşarken Tahran’ın Irak, Yemen, Lübnan, Suriye, Gazze ve son zamanlarda bir dizi Rusya yanlısı Afrika ülkesinde giderek daha pahalı hale gelen vekillerini koruması gerekiyor. Sorun şu ki bu vekiller İran riyali değil, hızlı dolar istiyorlar. Bu yüzden İran’ın istikrarlı bir dolar akışına veya başka bir deyişle küresel paraların tahtından indirmeye çalıştığını iddia ettiği para birimine ihtiyacı var!

Ancak bu yeşil paralar nereden bulunabilir?

İran’dan ucuz petrol alan Çin ve Hindistan, ödemeyi dolarla değil, yuan ve rupi ile yapıyor. Bu nedenle, karaborsada veya başka bir şekilde bu yuan ve rupileri dolar ile değiştirirken İran’ın kârı daha da düşüyor.

İşleri karmaşıklaştıran şey, dolara susuzluk duyan tek tarafın İran hükümeti olmaması. Zira küçük birikimleri olanlar da dahil olmak üzere milyonlarca İranlı, kazandıkları her İran riyalini anında dolara çeviriyor. İran Merkez Bankası tarafından 2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre, İran’ın 300’den fazla ilçe ve ilinde yasadışı olmasa da gayri resmi döviz piyasaları vardı. Çaharmahal eyaletindeki bir şehirde, yerel kabilelerin getirdiği koyun ve keçilerin satıldığı eski bir pazar, onlarca tüccarın bulunduğu bir döviz merkezine dönüşmüştü.

Özel sektörün dolar elde etmesinin bir başka yolu da başta gıda olmak üzere her türlü malın komşu ülkelere ihraç edilmesi. Burada listenin başında Irak yer alıyor. Iraklılar bu durumu seviyor çünkü fiyatlar gittikçe değer kaybeden İran riyali cinsinden konuluyor. İranlı ihracatçılar da durumdan memnun çünkü Iraklılardan dolar alıyorlar. Dolar asla İran’a ulaşmıyor ve yolculuğu bölgedeki düzinelerce ülkede, Avrupa Birliği’nde (AB) ve ‘finansal açıdan güvenli limanlardaki’ özel banka hesaplarında son buluyor.

Bu ihracatlar, iç tedarik eksikliğinin artmasına katkıda bulunarak İranlıların ihtiyaç duyduğu temel malların fiyatlarını yükseltiyor. Kutsal Meşhed kentindeki beş yıldızlı bir otel, ortalama bir misafirin Bağdat’ta bir haftada harcayacağı parayla burada bir ay krallar gibi yaşayabileceğini söyleyerek Iraklı turistleri çekmeye çalışıyordu.

Doları güvence altına almanın bir başka yolu da devlet varlıkları da dahil olmak üzere gayrimenkulleri dolar olarak ödeme yapan yabancı yatırımcılara satmaktır. Iraklılar, hayal gücünü zorlayacak fiyatlardan gayrimenkuller satın alıyor. Geçen hafta, ‘sonsuz’ bir dolar tedariği varmış gibi görünen Taliban, Hazar Denizi’ne bakan bir tatil kompleksine 50 milyon dolar yatırım yaparak ziyafete katıldı. Pek çok İranlı paralarını Türkiye, Ermenistan, Gürcistan, Kıbrıs ve Sırbistan’da emlak satın almak için kullanarak benzer bir stratejiye başvuruyor.

Gelgelelim, İran, dolarlarını sıradan vatandaşlar kadar akıllıca harcamıyor. Parası Hizbullah, İslami Cihad, Hamas, Haşdi Şabi Güçleri, Asaib Ehlil Hak ve Afganistan, Pakistan ve Batı Afrika’daki Şii silahlı grupların kasasına gidiyor. Dini Lider’in büyük güçlüklerle kazandığı dolarların arta kalanı da ‘Beşşar Esed’in ordusuna, partisine ve hükümetine’ gönderilmek üzere kullanılıyor.

Efendiler, ideolojik dengesizlikten kaynaklanan hiperenflasyon çılgınlığının ilk tuhaf gösterisini izlemek için kemerlerinizi bağlayın!