Osman Mirgani
Şarku'l Avsat'ın eski editörü
TT

Sudan savaşındaki son kumar

Bu hafta gündemde yer alan üç konu, Sudan'da Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) içinde bulunduğu zor durumu gözler önüne serdi. İlk konu, Darfur'da HDK ile birlikte savaşmak üzere getirilen Kolombiyalı paralı askerlerle ilgili. El-Faşir şehrine düzenlenen başarısız bir saldırının ardından ölen bir paralı askerin telefonunda bulunan videolarda bunlardan bazıları görünüyordu. Bu paralı askerlerin ve Sudan'a komşu ülkelerden gelen diğer paralı askerlerin katılımının uyandırdığı büyük tepkiye, Kolombiya basınında ülkesine geri dönen paralı askerlerden birinin ifadesiyle desteklenen, savaşmak üzere nasıl işe alındıkları, görevleri ve Batı Sudan'a ulaşmak için kullandıkları yöntemler hakkındaki haberler eşlik etti.

İkincisi ise ABD Kongresi'nde Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Jim Risch liderliğinde, HDK'nin terör örgütü olarak ilan edilip kendisine buna göre muamele edilmesini öngören bir yasa tasarısının sunulmasıyla ilgili.

Üçüncü konu, HDK içindeki güçlenen çatırdamalar, silahlı çatışmalar kertesine varacak kadar büyüyen anlaşmazlıklar ve hoşnutsuzlukla ilgili. Bazı kabile bileşenleri ve savaşçılar, geçen ay duyurulan “paralel” hükümetin kuruluşunda ihmal, ayrımcılık ve ötekileştirmeye maruz kaldıklarından şikayet etti. Söz konusu hükümetin kuruluşu hemen bölgesel, uluslararası alanda hükümetin tanınmaması ve kendisi ile ilişki kurulmaması çağrılarıyla karşılandı.

Tüm bunlar, HDK'nin askeri ve sosyal, iç ve dış olmak üzere birçok düzeyde gerçek bir ikilemle karşı karşıya olduğunun göstergeleri. Bu durum, ordu ve müttefiklerinin Darfur'a ilerlemesini engellemek için HDK’nin Kordofan'ın bazı bölgelerindeki operasyonlarını genişletmesine rağmen böyle. Kendisine bağlı medyanın gergin durumu yatıştırmak ve savaşçıları ile destekçilerinin moralini yükseltmek için abartı seviyesini yükseltme girişimlerine rağmen durum bu.

Gerçek şu ki, HDK güçlerinin ve teçhizatının çoğunu kaybetti ve büyük yenilgiler aldı, savaşın başında geniş çapta yayıldıktan sonra Darfur ve Kordofan'ın bazı kesimlerinde sıkışıp kaldı. Savaşın üzerinden geçen yaklaşık 28 ayın ardından, profesyonel ve eğitimli bir güçten oluşan omurgasının kırıldığı ortaya çıktı. Hem ülke içinde hem de sınır ötesinde belirli kabile unsurlarının “yardımı”, yenilgiler, ödenmeyen maaşlar ve işgal sırasında Hartum, el-Cezire ve genel olarak merkezi eyaletlerde yaygın olarak uygulanan yağma faaliyetlerinin daralması nedeniyle önemli ölçüde azaldı. Destekçilerinin teşvik ve finansmanıyla, savaşçı eksikliğini telafi etmek için giderek artan bir şekilde çeşitli komşu ülkelerden ve Kolombiya gibi diğer bölgelerden paralı asker toplama yoluna gitti. Ayrıca, kısa bir silah ve askeri eğitimden sonra savaş cephelerine gönderdiği çocukları ve gençleri zorla silah altına alma yöntemine de başvuruyor.

Ne var ki, bazı kabile liderlerine sadakatlerini garantilemek ve evlatlarını savaşçı olmaya teşvik etmek için finansman sağlanmasına rağmen, HDK liderliği artan sorunlarının üstesinden gelemedi. Darfur ve Kordofan'daki bazı cephelerde firar ve isyan vakaları kaydedildi. Savaşçılar arasında videolar ile paylaştıkları hoşnutsuzluk ve şikayetler arttı. Bu videolarla yaralılara tıbbi bakım sağlanmaması, maaşlarının ödenmemesi ve kendi saflarındaki çeşitli kabile unsurları arasında ayrımcılık olarak tanımladıkları muamele nedeniyle liderlerini hedef alanların sayısı giderek artıyor.

Kriz, HDK liderliğinde yer alan bazı danışmanların kendisinden ayrıldıklarını açıklamaları, bazı saha komutanlarının tasfiye edildiğinden bahsedilmesi, sözde “barış” hükümetinin merkezi ilan ettikleri Nyala şehrinde bile savaşçılar arasında çıkan çatışmalarla daha da kötüleşti. HDK'nin kalelerinde, kendisine muhalefetlerini ve paralel bir hükümetin kuruluşunu reddettiklerini açıklayan etkili kabile liderlerinin görülmesi de dikkat çekiciydi; zira bu HDK’nin sorunlarını daha da kötüleştiriyor. Bunlar arasındaki Fur, Zagawa, el-Midob ve Rizeygat'ın bazı kolları gibi önemli bileşenler, işlenen ve işlenmeye devam eden yaygın ihlaller ve suçlar nedeniyle muhalefetlerini ve eleştirilerini artırdılar.

Peki, işler bundan sonra nereye varabilir?

HDK liderliği ve destekçileri, büyük bir askeri atılım gerçekleşmediği takdirde içerideki çatlağın derinleşeceğinin ve daha fazla aleni bölünmelere yol açabileceğinin farkında. Bu nedenle, tüm ağırlıklarını ve umutlarını iki cepheye yüklediler. Birincisi, kuşatma altındaki Faşir'e bir saldırı girişimi, diğeri ise ordu ve müttefiklerinin planlarını bozmak, Darfur'a doğru ilerlemelerini engellemek için Kordofan'daki saldırıları genişletmek. Ancak her iki cephede de önemli zorluklar var. Faşir, 226 saldırı girişimini püskürterek direnmeyi sürdürdü ve ordu, şehre ulaşmaya ve kuşatmayı kaldırmaya yönelik çabalarını kesinlikle yoğunlaştıracaktır. Bu nedenle, Kordofan'daki muharebeler belirleyici olacak ve sonuçları ile yankıları, önümüzdeki dönemde savaşın seyri açısından önemli olacak.

Kordofan'daki hadiselerin ve muharebelerin seyriyle ilgili önemli bir gelişme daha var. O da oradaki bir grup kabilenin, bölgelerini savunmak, ordu ile savaşmak ve “Onur İttifakı- Kordofan Kalkanı” adlı bir askeri güç oluşturmak için anlaşma imzaladığını duyurmasıdır. Duyuruya göre bu güç, HDK'ye karşı verilecek muharebelere katılacak ve bölgedeki sivillere karşı işledikleri yaygın ihlallerle mücadele edecektir.

Tüm bunlar, HDK'nin yalnızca tehlikeli bir ikilemle karşı karşıya olmadığını, aynı zamanda son kumar aşamasına girmiş olabileceğini de gösteriyor. Kordofan'daki saldırılar püskürtülürse, iç çatışmaları daha da derinleşecek ve ordu ile amacı adından da anlaşılacağı gibi “Güzel Son” Harekâtı'nın önü açılacaktır.